TAVSİYE ETTİĞİM KONULAR

Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks
  • Bursa Gezi Rehberi

    Evliyaları , Türbeleri,Külliyeleri,Hanları,Yüzyıllık Evleri,Tarihi Kapalı çarşısı,Teleferiği,Tarihi Camileri, Mimari Yapıları,600 Yıllık Çınarları, Tarihi Çarşılı Irgandı Köprüsü,Tarihi Evleri,Kaplıcaları,Çinisi, İpeği,Havlusu,Kestane Şekeri,İskender Kebabı, ,Mudanya’sı,Trilye’si,Cumalıkızık’ı,Misi’si ve Uludağ’ı ile Bursa’yı ziyaret etmeniz için bir çok neden bulunmaktadır.

  • Çanakkale Şehitliği ve Gelibolu Gezi Rehberi

    Güzel Türkiye’mizin hemen her yerinde gezilecek,görülecek ve ibret alınacak nice harika beldeler var. Atalarımızın , bu vatana hizmetlerini anlamaya çalışmak elbette ki biz torunları için çok önemlidir.Bu vatan topraklarında , bu gün özgürce yaşamamızı onlara borçluyuz. Geçmişimizi ve büyüklerimizi anlamamızı sağlayacak en önemli yerlerden biri de Çanakkale Şehitliğidir.

  • Küsmek

    Yine sıkıntılı bir gece, yine evin içinde sessizlik. Ali yalnız başına evin içinde dolaşmaya başladı. Önce biricik kızının odasına girdi. Yerde ki oyuncaklarına baktı. Yatağının üzerindeki yastığını alıp kokladı.Kızının kokusunu içine çekti.Daha sonra,oturma odasına geçti ve koltuğa oturup düşünmeye başladı. Eşi ile yaşadığı kaçıncı kırgınlık kaçıncı küslüktü. Artık bu küs kalmaları haftalarca sürebiliyordu. Aynı evin içinde iki yabancı gibiydiler.

  • Bu Çocukların Suçu Ne?

    Ahmet henüz 8 yaşın da idi.O akşam Annesi ve kız kardeşi ile birlikte yemeklerini erkenden yediler.Babası yine bu akşamda onlarla birlikte yemekte yoktu.Ahmet Annesine sorduğunda,her zamanki cevabı almıştı’’ Gelir yavrum iştedir.İşleri uzadı herhalde.Hadi sen yemeğini bitir ve doğru ödevinin başına git’’.Ahmet yemekten sonra odasına çekilip ödevlerini yapmaya koyuldu.Bitirince de hemen pijamalarını giyip yattı.

  • Güler Yüz Tatlı Dil

    Güler yüz ve tatli dilli olan insanlar , çevresine ışık ve güzellik saçarken,asık suratlı karşısındakine ufacık gülümsemeyi , selamlaşmayı bile çok gören insanların ise çevresine karanlık ve olumsuzluk yaydığına her zaman inanmışımdır.

  • Maddi Borçlardan Kurtulmanın Yolları

    İş ve özel hayatımız da;iş bitirici , objektif , bilgi düzeyi yüksek, istekli, iletişimi kuvvetli insan olalım ama ne olur bunlardan daha fazla doğrucu ve dürüst bir insan olmaya gayret edelim,aradığımız elemanlarda da ahlaki yetkinliğe diğerlerinden daha çok önem verelim. Benim çalışanım hem işini iyi bilen, mesleğinin gerektirdiği sorumlulukları en iyi biçimde yerine getiren ama bunlardan daha fazla ahlaki donanımı yüksek, doğruluğa dürüstlüğe önem veren bir çalışan olmalı.

9 Şubat 2012 Perşembe

SAHİP OLDUKLARIMIZIN DEĞERİNİ KAYBETMEDEN ANLAYABİLSEK | 3 yorum:

*(Bu yazımın tarafımca seslendirilmiş hali ,sayfa sonundadır.)

Merhaba
Kedicik nede güzel uyuyor değilmi? Oda benim gibi uykuyu seviyor belli.


Ama ah o çalar saati sesi yok mu! İnsana bir an önce kalkıp hazırlanması gerektiğini ve işe yetişmesi gerektiğini hatırlatan ses.

Bu çalar saatin sesi ile, uykumuzun en tatlı yerinde uyanmak ve güne isyanla başlamak genelde hepimizin yaptığı bir şey değilmi?
Eskiden bende öyle idim.Zilin sesi ile birlikte Of yine sabah oldu.Yine iş güç koşturmaca düşüncesi bütün benliğimi sarar ve zorla yatağımdan kalkardım.


Sonra bir gün ;

Televizyon  programında kanserden kurtulan bir sanatçının söyleyişine tanık oldum.

Aman ALLAH’ım sanki kurban olduğum beni özellikle o programı seyrettirmek için yönlendirmişti. 

Sanatçı büyüğümüz aynen şöyle diyordu. 
‘’ Bu illet hastalığa tutulmadan önce,her sabah bin bir isyanla,şikayetle ve yine sabah oldu,yine koşturmaca içinde bir gün başlıyor,yine borçlar,fırçalar,hayatmı bu, nidaları ile uyanıyordum. 

Sonra bir gün doktorum kanser olduğumu söyledi ve benim daha önce isyan ettiğim koşturmacalardan daha büyük ve zorları ,kemoterapi sırasındaki acı,saçlardaki döküntü ve diğerleri üstelikte sürekli benliğimi saran ölüm'ün bana çok yakın olduğu düşüncesi ile birlikte her tarafımı sardı.

Sağlıklı günlerimde yaşadığım isyanlar aklıma geliyor ve kendime kızıyordum. 

Uzun bir süre sonunda ,dua,sabır ve tedavi ile çok şükür hastalıktan kurtuldum.

Artık bir onkoloji kliniğinde günü karşılamıyorum. Eskisi gibi sıcacık evimde günü karşılıyorum  ama o günlerden farkılı bir şekilde.Yani çok şükür bu sabah ağrısız sızısız sağlıkla ve afiyetle güne başlıyorum diyerek sabahın ilk adımlarını atıyorum.''

 Bu yorum size yeterli olurmu bilmiyorum ama Zarif Oğluna oldu doğrusu.

Bizler hayatta sahip olduklarımızın değerlerimizin farkında olamıyoruz.
İsyan ve şikayet çevremizi ve benliğimizi okadar çok sarmışki.Bu isyankarlığa,mutsuzluğa daha yataktan kalkarkalkmaz başlıyoruz.Taki bir gün,elimizdekileri kaybedip,kaybettiklerimizin değerini anlayana kadar.

Halen çalışmakta olduğum ve sektöründe lider şirketimizde, bir ağabeyimiz vardı.
Sabah ofise girdiğinde , yine geldik zindana diyerek işe adım atardı.Yine geldik zindana.
Bu söze hayret etmiştim.Çünki şunu çok iyi biliyordumki,bu işyeri o ağabeyimiz içinde bulunmaz bir olanaktı.Ama o burayı zindan olarak değerlendiriyordu.Sonra ne oldu biliyormusunuz bu ağabeyimiz emekli olup ayrıldıktan sonra,zindan diye nitelendirdiği işyerine oğlunu sokmaya uğraşdı durdu.Peki hani bu işyeri zindandı.O da buranın zindan olmadığını ayrılınca anladı.

LÜTFEN
1- Elimizdekilerin ve sahip olduklarımızın kıymetini onlar bizden uçup gitmeden anlayalım.

2 - Sahip olduğumuz değerlerimiz elimizde iken,bir gün kaybedebileceğimizi unutmayalım ve isyan yerine bu değerlerimize daha sıkı sarılalım.


3 - Anne Babamızın Eşimizin Ailemizin,Çocuklarımızın kıymetini onları kaybetmeden bilelim.(Şu an aklıma rahmetli babannem geldi.Küçükken başımı dizine koyar kıvrılıp yatardım.Ne çok hoşuma giderdi onun saçlarımı sıvazlayışı.Şimdi hayatta olsaydıda şu kocaman başımı yine ellerinin arasına alsa idi.Yine bizleri kaza ve belalara karşı okuyup üflese idi.Ama keşkelerin sonu yok.Babannemde yok.)

4 - Sahip olduğumuz güzellikleri kaybetmemek için yeterli özeni zamanında gösterelim.

Bu arada saat 23:38'i gösteriyor.
Benim fıstıkcım kızımda bu yazıyı hazırlarken benden yüz bulamayınca gitti yatağında uyudu.Üstünü açmışmı bakmalıyım.
Ağabeysi Burak'ın ise hala uyumaya niyeti yok gibi
Neyse ; 
Yazımı güzel bir hikayecik ve karikatürle sonlandırayım isterseniz.


NewYork'ta Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen 
kör bir dilenci birgün bir şairin dikkatini çeker.

Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.
Şair dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. 

Dilencide sekiz - on dolar kadar olduğunu söyler.

Bunun üzerine şair dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar;

 'Şimdi buraya senin kazancini arttıracak birşeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır. 

Şair bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci; 'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?'

 Bunu üzerine şair gülümser ve: 'Tabelada - Doğustan körüm yardım edin - yazıyordu. Bense - Bahar gelecek ama ben yine göremeyeceğim - diye yazdım' der.







Bu yazımı, Bizim Bloglar Mahallesi, Blogum Seslendi Kampanyasına destek vermek amacıyla, seslendirildirip,aşağıda yayınladım.
Amacımız ; Özellikle görme engelliler olmak üzere,tüm okuma güçlüğü ile yaşamak zorunda olanlara bir parça olsun destek verebilmektir.


 Kampanya hakkında detaylı bilgi almak için ; http://etkinlikler.bloglarmahallesi.com/bbmkampanyalari.html ve 
adreslerini ziyaret edebilirsiniz. 


ERKOÇ

3 yorum:

  1. güzel yazı güzel düşünce.
    bu yazılarn devamını dilerim

    YanıtlaSil
  2. selam çok güzel şeyler yazmışsınız elinize sağlık.Yazılarınızdan haberdar olmak için,sizi takibe aldım,sizde beni takip etmek isterseniz bloguma beklerim BLOG OKULU

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ediyorum.BLOG OKULU
    Bende sizin blogunuzu takipteyim.Sizden öğrenecek çok şeyim var.
    Tekrar Teşekkürler

    YanıtlaSil