TAVSİYE ETTİĞİM KONULAR

Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks
  • Bursa Gezi Rehberi

    Evliyaları , Türbeleri,Külliyeleri,Hanları,Yüzyıllık Evleri,Tarihi Kapalı çarşısı,Teleferiği,Tarihi Camileri, Mimari Yapıları,600 Yıllık Çınarları, Tarihi Çarşılı Irgandı Köprüsü,Tarihi Evleri,Kaplıcaları,Çinisi, İpeği,Havlusu,Kestane Şekeri,İskender Kebabı, ,Mudanya’sı,Trilye’si,Cumalıkızık’ı,Misi’si ve Uludağ’ı ile Bursa’yı ziyaret etmeniz için bir çok neden bulunmaktadır.

  • Çanakkale Şehitliği ve Gelibolu Gezi Rehberi

    Güzel Türkiye’mizin hemen her yerinde gezilecek,görülecek ve ibret alınacak nice harika beldeler var. Atalarımızın , bu vatana hizmetlerini anlamaya çalışmak elbette ki biz torunları için çok önemlidir.Bu vatan topraklarında , bu gün özgürce yaşamamızı onlara borçluyuz. Geçmişimizi ve büyüklerimizi anlamamızı sağlayacak en önemli yerlerden biri de Çanakkale Şehitliğidir.

  • Küsmek

    Yine sıkıntılı bir gece, yine evin içinde sessizlik. Ali yalnız başına evin içinde dolaşmaya başladı. Önce biricik kızının odasına girdi. Yerde ki oyuncaklarına baktı. Yatağının üzerindeki yastığını alıp kokladı.Kızının kokusunu içine çekti.Daha sonra,oturma odasına geçti ve koltuğa oturup düşünmeye başladı. Eşi ile yaşadığı kaçıncı kırgınlık kaçıncı küslüktü. Artık bu küs kalmaları haftalarca sürebiliyordu. Aynı evin içinde iki yabancı gibiydiler.

  • Bu Çocukların Suçu Ne?

    Ahmet henüz 8 yaşın da idi.O akşam Annesi ve kız kardeşi ile birlikte yemeklerini erkenden yediler.Babası yine bu akşamda onlarla birlikte yemekte yoktu.Ahmet Annesine sorduğunda,her zamanki cevabı almıştı’’ Gelir yavrum iştedir.İşleri uzadı herhalde.Hadi sen yemeğini bitir ve doğru ödevinin başına git’’.Ahmet yemekten sonra odasına çekilip ödevlerini yapmaya koyuldu.Bitirince de hemen pijamalarını giyip yattı.

  • Güler Yüz Tatlı Dil

    Güler yüz ve tatli dilli olan insanlar , çevresine ışık ve güzellik saçarken,asık suratlı karşısındakine ufacık gülümsemeyi , selamlaşmayı bile çok gören insanların ise çevresine karanlık ve olumsuzluk yaydığına her zaman inanmışımdır.

  • Maddi Borçlardan Kurtulmanın Yolları

    İş ve özel hayatımız da;iş bitirici , objektif , bilgi düzeyi yüksek, istekli, iletişimi kuvvetli insan olalım ama ne olur bunlardan daha fazla doğrucu ve dürüst bir insan olmaya gayret edelim,aradığımız elemanlarda da ahlaki yetkinliğe diğerlerinden daha çok önem verelim. Benim çalışanım hem işini iyi bilen, mesleğinin gerektirdiği sorumlulukları en iyi biçimde yerine getiren ama bunlardan daha fazla ahlaki donanımı yüksek, doğruluğa dürüstlüğe önem veren bir çalışan olmalı.

26 Şubat 2012 Pazar

FETİH 1453 FİLMİ İLE İLGİLİ OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM | 4 yorum:




Merhaba Dostlar

Hafta sonu Fetih 1453 filmini gittim.Fazıl SAY gibi kimileri filmi beğenmemiş ,Yılmaz ÖZDİL gibi kimileri de , film hakkında alaya kaçan yorumlar yapmış olsa da hatta kimileri de , diyalogları 6 yaşında otistik bir çocuğa yaptırdılar her halde gibi, seviyesiz ve eleştirininde dozunu kaçıran görüşlerde bulunmuş olsalar da, ben filmi beğendim ve bu filmin, Türk sinemasının çıtasını daha da yükselteceğini düşünüyor ve filmin gösterime girdiği ilk dört gün içinde izleyen 1 milyon 400 bin kişinin çoğunluğunun da benim ile aynı görüşte olduğuna inanıyorum.

Merak etmeyin bu yazıda uzun uzun filimden bahsedecek değilim,hatta son bir haftada belki milyon kere yapılan , Filmin sonunda ne oluyor biliyormusun,sonunda Fatih İstanbul'u fethediyor geyiğini yapacak da değilim.Bu yazımda size Fatih Sultan Mehmet'ten,Şehzade Orhan'dan,Ulubatlı Hasan'dan  bahsedeceğim.Bu yazıyı okuduktan sonra,filmi izlediğinizde bazı şeylerin daha oturacağına inanıyorum.

 1 - Fatih Sultan Mehmet'in Gençlik Yılları ve Tahta Geçişi :

Osmanlı padişahlarının 7.olan ; Fatih Sultan Mehmet, 30 Mart 1432'de, o dönemde Osmanlı Devleti’nin başkenti olan Edirne'de doğdu. Altıncı Osmanlı padişahı olan II. Murad’ın Hüma Hatun'dan olan oğluydu.
 Molla Güranı gibi dönemin ünlü bilginlerinden özel dersler alarak yetişti.
Alim, şair ve sanatkârları toplar ve onlarla sohbetten çok hoşlanırdı. Gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacağı işler hususunda, en yakınlarına bile hiçbir şey sızdırmazdı. Küçük yaşlarda tahsiline ve yetiştirilmesine çok önem verilen Şehzade Mehmet devrin en mümtaz alimlerinden ilim öğrendi.İlk hocası Molla Yegan’dı.Akşemseddin hazretleri şehzadenin her şeyi ile bizzat ilgilendi.
 Fatih Sultan Mehmet’in eğitimine çok önem verilmişti.Hocaları Ak şemsettin, Molla Güranı, Molla Zeynel idi.Hatta İtalyan hocaları da vardı.Seferde olmadığı zamanlarda günde dört saat kitap okuyordu.
12 yaşına gelince devlet idaresini öğrenmesi için Manisa’ya vali olarak gönderildi. Kısa süre sonra babası tarafından tahta çıkarıldı. Bu sırada Şehzade Fatih henüz 13 yaşındaydı fakat bundan faydalanmak isteyen yeni bir haçlı ordusunun Türk topraklarına girmesi üzerine Fatih Sultan Mehmet, babasını tekrar tahta davet etti. 1451 tarihinde babası II.Murad’ın vefatı üzerine Fatih Sultan Mehmet, ikinci defa Osmanlı tahtına oturduğunda henüz 19 yaşındaydı. Fatih babası ve ecdadını zamanında zapt olunamayan Bizansı ele geçirip Peygamber Efendimizin ‘İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir’ müjdesine mahzar olmak istiyordu. 1443’te, çocuk yaşta Manisa sancak beyliğine atanınca, hocaları ve danışmanlarıyla birlikte Manisa’ya gitti.
 II. Murat, Balkanlar’da ve Anadolu’da çeşitli sorunların yaşandığı bir ortamda Mehmed’i Edirne’ye çağırdı Ağustos 1444’te tahtı oğluna bıraktı.
II. Mehmet tahta geçtiğinde henüz on iki yaşındaydı. Deneyimsiz bir çocuğun padişah olması, Osmanlılarla çatışma halinde olan devletleri umutlandırdı. Bir Haçlı ordusu Tuna Nehri'ni aşıp Varna’yı kuşattı. II. Mehmet ve Sadrazam Çandarlı Halil Paşa Anadolu'da bulunan II. Murad'ı Edirne'ye çağırdı. II. Murat, 10 Kasım 1444'te Varna Savaşı’nda Haçlı ordusunu bozguna uğrattı. II. Mehmed’in padişahlığı Türk soylu Çandarlı Halil Paşa ile yeni padişahı destekleyen devşirme kökenli Zağanos Paşa ve Şihabeddin Paşa arasında şiddetli bir güç çekişmesine yol açmıştı. II. Murad’ın tahta dönmesini isteyen Çandarlı Halil Paşa, el altından bir yeniçeri ayaklanmasını destekledi ve II. Mehmed’i tahttan çekilmek zorunda bıraktı...
 II. Murat Edirne'ye dönerek Mayıs 1446’da yeniden tahta geçti. Mehmet sancak beyi olarak Zağanos Paşa ve Şihabeddin Paşa’yla birlikte Manisa'ya döndü. Bu dönemde Mehmet, 1448 ve 1450'deki Arnavutluk seferlerine katıldı. Babası ölünce de 18 Şubat 1451’de Edirne'de ikinci kez tahta çıktı. Fatih Sultan Mehmet, Varna Savaşı'ndan önce Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın tahta davetini reddeden babasına "Eğer padişah sen isen ordunun başına geç, eğer padişah ben isem emrediyorum ordunun başına geç" sözü ile, henüz çocuk yaşta iken, düşündürücü ve zeka dolu bir paradoks sunmuştu.

2- Filimde ismi geçen Şehzade Orhan Kimdir?

Bugünlerde Fetih 1453 filmini izleyenlerin kafasına bir soru takılıyor Şehzade Orhan kimdir? Şehzade Orhan 5. Osmanlı padişahı olan 1. Mehmet’in Ağabeyi Emir Süleyman’ın torunudur. Emir Süleyman Fetret döneminde bir dönem tahta otursa da taht kavgasını kardeşlerine kaybetmişti. Bu nedenle şehzade Orhan Osmanlı tahtında hak iddia etmiş ve bir çok kez isyan çıkarmıştır. Çıkardığı isyanlar bastırılınca Bizans İmparatorluğuna savunmuştur.
 Bizans İmparatorluğu Şehzade Orhan’ı elinde bir koz olarak kullanmış, Osmanlıyı köşeye sıkıştırmak için Orhan’ı Türk boylarını kışkırtmakla görevlendirmiştir.Sürekli Orhan Çelebi'yi Anadolu’ya gönderip ayaklanma çıkartma tehdidinde bulunuyor, bunun yapılmaması karşılığında Osmanlı'dan haraç alıyordu. Osmanlıdan 300 bin altın altın alırken Fatih tahta çıkınca bu ücreti 600 bine çıkarmak istemiş Fatih Sultan Mehmet bunu kabul etmeyerek haracı kesmiştir. Bu olay İstanbul’un fethini hızlandırmıştır. İstanbul’un fethi sırasında Şehzade Orhan Bizans saflarında savaşmış 600 askeriyle birlikte Samatya surlarında Osmanlıya karşı savaşmıştır. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u ele geçirince surlardan atlayarak intihar ettiği bir başka kaynakta ise yakalanıp idam ettirildiği bilinmektedir.

3 - Fatih'in,Sultan Olmasaydım Ulubatlı Hasan Olmak İsterdim Dediği Hasan Kimdir ?

Filmde Ulu batlı Hasan karakteride ön plana çıkartılmış.Bu rolü İbrahim ÇELİKKOL'da çok güzel oynuyor.Bu oyuncunun İffet dizisindeki Cemil'i oynadığını da eşimden öğreniyorum.(Sırası mıydı şimdi)
Peki kimdir Ulubatlı Hasan?
Ulubatlı Hasan, İstanbul surları üzerinde ilk Türk sancağını dikerken şehit düşen yiğit askerdir. 1428 yılında Bursa'nın Ulubat köyünde doğdu. Fatih Sultan Mehmet'in kumandasında Ordu-yı Hümayun'a asker olarak İstanbul kuşatmasına katıldı. 1453 yılındaki büyük taarruz sırasında İstanbul surları üzerine ilk Türk sancağını dikerken şehit düştü.Türkün bayrağı ve yeniçerinin serpuşu artık surların üzerinde idi. Elli üç günlük direnişi kökünden tüketen an gelmişti. Öte yandan sancağın Bizans surları üzerinde dalgalandığını gören Türk askeri coşmuş ve bir ok gibi atılmış ve İstanbul Fethedilmişti. Çok genç yaşta şehitlik rütbesini kazanan Ulubatlı Hasan'ın vücuduna 27 ok saplanmıştı. Arkadaşları bu okları çıkardılar ve bu mübarek şehidi Fatih'in huzuruna götürdüler. Fatih Sultan Mehmet Han, dua ettikten sonra şöyle demiştir: "Ulubatlı Hasan'ım! Ne kadar şanlısın. Eğer sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!" Fethin bayraklaşmış bir kahramanı olarak adı beş yüz yıldan beri gönüllerde yaşar. Ulubat'ta adına dikilmiş bir anıt vardır.

4- İstanbul'un Fethinden sonra ne oldu ?

İstanbul'un fethi, çok önemli sonuçları da beraberinde getirdi. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinden sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzak yerlere kadar yaymak ve Hristiyan birliğini bozmak amacıyla Avrupa üzerine bir çok seferler düzenledi. Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi. Sırbistan Krallığı tamamen ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna tekrar Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi. 16 yıl süren Osmanlı-Venedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barış imzalamayı kabul etti. İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi açısından çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi.


5 - Fatih Sultan Mehmet'in Ölümü :

 Fatih Sultan Mehmet 1481 yılı Nisan ayının sonunda 300 bin kişilik bir orduyla İstanbul'dan hareket etti. Bu kadar büyük bir ordunun hedefini neresi olduğunu sadece kendisi biliyordu.Fatih gelenek haline getirdiği usulüne uyarak bu seferde amacını ve nereye yöneleceğini kimseye söylemedi. Seferin Mısır'ın Sultanı üzerine mi, yoksa Rodos üzerine mi bilinemedi. Ordu Üsküdar'dan Gebze'ye doğru yürüdü. Ancak Hünkar Çayırı'na geldiği zaman bir süreden beri sağlık durumu bozulmuş olan padişah duraklamak zorunda kaldı.üsküdar'ı geçip, malta ile gebze arasındaki çayırlığa otağını kurduran padişaha hususi doktoru yakup paşa bir bardak şerbet sundu. fatih sultan mehmet şerbeti içtikten birkaç gün sonra rahatsızlandı. tedavisi için yine aynı doktor tesiri her gün biraz daha fazlalaşan zehiri ilaç olarak sundu. nitekim 3 mayıs 1481'de iyice rahatsızlaşarak son nefesini vermiştir.Prof.Dr.İlber ORTAYLI'nında içinde bulunduğu kimi tarihçiler Fatih Sultan Mehmet Hanın zehirlendiği görüşündedir.
Ölümünden sonra oğlu Bayezit tahta çıktı. Fatih Camii'ndeki Türbesinde tek başına yatmaktadır.

6 - Özetle Fatih Sultan Mehmet:

 Sultan Mehmet, çok az gülen, daima çalışma halinde olan cömert,iyi kalpli,atılgan,gayelerine ulaşmada inatçı,.Zevk ve sefadan uzak,nefsine hakim,6 dil bilen.Seferde olmadığı zamanlarda günde 4 saat kitap okuyan  bir cihan devleti pesinde olan 7.Osmanlı Padişahı idi.

ZARİFOĞLU ERKOÇ DİYOR Kİ :
                  İNŞALLAH  birçok yapımcımız ve yönetmenimiz, tarihi gerçeklere uygun olarak, şanlı tarihimizi anlatan böyle nice filmlere imza atarlar. 
Fetih 1453 istenildiği zaman harikalar başarabileceğimizi, Hollywood ölçütlerine uygun eserler yapabileceğimizin bence çok güzel bir örneğidir.
Türk tarihini anlatan böylesi güzel filimlerin gösteriminin,Türk gençliğine,Recep İvedikten,Kurtlar vadisinden,Harry Potter'den çok daha fazla faydalı olacağının tartışılmaz bir gerçek olduğunu düşünüyorum.

Filmin 3 Dakikalık Fragmanı :






ERKOÇ
devamı »

25 Şubat 2012 Cumartesi

ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ - GELİBOLU YARIMADASI GEZİ REHBERİ | 22 yorum:



             Güzel Türkiye’mizin hemen her yerinde gezilecek,görülecek ve ibret alınacak nice harika beldeler var.
             Atalarımızın , bu vatana hizmetlerini anlamaya çalışmak elbette ki biz torunları için çok önemlidir.Bu vatan topraklarında , bu gün özgürce yaşamamızı onlara borçluyuz.
           Geçmişimizi ve büyüklerimizi anlamamızı sağlayacak en önemli yerlerden biri de Çanakkale Şehitliğidir. Yaklaşık bir yıllık Çanakkale Savaşlarını, detayları ile incelediğimizde,atalarımızın ne kadar büyük insanlar olduklarını daha iyi anlar,onların sahip oldukları o tarif edilmez ruh derinliğini iliklerimize kadar hissedebiliriz.Ve hepsinden önemlisi o ruh derinliğine sahip olunduğunda kişinin dünyaya meydan okuyabileceğini anlar,hayretler içinde kalırız.
              3-4 sene öncesinde , Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sn.Talha UĞURLUEL beyin rehberliğinde Çanakkale Şehitliğini eşim ile birlikte gezmiştik.Talha Hocamın da o güzel anlatımları ile gezerken o kadar çok duygulanmıştık ki zaman zaman eşimle birlikte göz yaşlarımızı tutamadık.O insanlar ki bizler için kanlarını akıtmaktan kaçınmamışlar , bizler gözyaşı dökmüşüz çok mu? 


              Aslında ilk fırsatta oğlumu da Çanakkale şehitliğine götürmek istiyorum.Biraz daha büyüdüğünde de kızımı.(Henüz 5 yaşında).Gidenler bilir,şehitliğin bir başka havası vardır.Sanki dolaşırken 57.000 olduğu belirtilen şehitlerimizin arasında yürüyormuşuz,onlarda yanımızda bizi seyrediyorlarmış gibi gelir.
Bu büyüklerimiz , güzel ülkemin dört bir yanından , Çanakkale'ye gelmişler ve imanımızla,yüreğimizle bizde varız,bu ülkenin parçalanmasıza izin vermeyiz diyerek koşturmuşlardı.
Talha hocanın rehberliğinde şehitliği gezerken,eşim ,toprakta bir mermi bile buldu.Düşünün 97 yıl öncesinde ki savaşta atılan milyonlarca mermiden biri idi.Savaşta 1 metrekarelik alana 6000 mermi düştüğü ifade edildiğinde,bizim yılar sonra toprağın içinden bir mermi bulmamız çokta sürpriz olmasa gerek.


Neyse sözü fazla uzatmadan gelelim gezimize ;Ancak geziye başlamadan önce,1984 yılına gideceğiz ve okuduğumda vay be elin adamı bizi bizden daha iyi tanıyor dediğim bir kıssadan hisse ile başlayacağız.
             
             Yıl 1984.Ülkesinin geleceği adına çözüm yolları araştıran Türkiye, eğitim konusunda bir araştırma yaptırmak için,Japon pedagogları , ülkemize davet eder.Eğitim konusunda uzman olan bu heyet,Türk gençleri hakkında araştırma yapmak üzere ülkemize gelirler.Bir süre , ülkemizin değişik yerlerinde görüşme ve temaslarda bulunurlar.
Nihayet araştırma sonuçlarını açıklamak üzere , dönemin başbakanı Sayın Turgut ÖZAL’ın yanına çıkarlar.Araştırma sonuçlarını açıklarlar
             Heyetin vardığı netice gayet açık ve kısadır. Sizin gençlerinizde milli şuur yok. 
 Japon eğitimcilerinden oluşan heyetin bu düşüncesi üzerine , kendilerine şu soru sorulur. 
 -Peki siz Japon gençlerine milli şuur verme adına neler yapıyorsunuz? 
 Japon heyeti bu soruya şöyle cevap verir 
 -Biz gençlerimize,daha ilkokula başlamadan şok testler uygularız.Mesela,uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir,bir tur yaptırırız.Çok katlı yollardan da geçen tren onları şöyle bir sarsar.Sonra robotlarla çalışan büyük fabrikalarımıza götürür,gezdiririz.Mini mini çocuklarımız teknolojinin baş döndürücü neticesini görerek şok olurlar,hayranlık duyarlar.Bu şoktan sonra onları Hiroşima’ya,Nagazaki’ye,götürürüz.
İkinci dünya savaşı sırasında atom bombası ile müthiş surette tahrip edilen bu bölgeleri biz aynen koruyoruz.Onları da çocuklarımıza bilgiler vererek gösteririz.
Hiç bir canlının ve bitkinin hayat bulmasına imkan vermeyen atom bombasının bu güne uzanan etkilerini hayretle seyrederler.Tabidir ki çocukların bütün görüp dinledikleri,masum ve temiz ruhlarında derin ve etkili izler bırakır
Bütün bunların ardından da onlara deriz ki :
 -Eğer sizler çalışmaz,sizden öncekileri geçmez iseniz,vatanınızı işte böyle düşmanlar bombalar,yakar ,yıkar ve hiçbir canlının yaşayamayacağı bir hale getirir,sonrada çeker gider.Çalışırsanız,bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni araçlar yaparsınız.Daha da gelişmiş fabrikalar kurarsınız.Üstel, hiçbir düşman size saldırmaya cesaret edemez.Ülkeniz milletiniz yücelir,yükselir,daima bütün insanların saygı duyduğu bir konumda kalır.şimdi artık çalışkan olup olmama kararını kendiniz veriniz.
Çalışmak ve ülkenizi sevmek zorunda değilmisiniz? Artık bunu siz düşünün ve kararınızı verin. 
 Çocuklarımız bununla ikinci bir şok yaşarlar ve bu şoklarla iyi bir Japon olmaya doğru güçlü bir adım atmış olurlar.

              Türk mili eğitiminin yetkilileri,Japon gençlerine nasıl milli şuur kazandırıldığını öğrendikten sonra sorarlar, 
 - Peki biz , Türk gençlerine milli şuur kazandırma adına ne yapmalıyız?   
 - Bildiğimiz kadarı ile sizin , gençleriniz için bir çok Nagazaki’’niz ne Hiroşima’nız var.Bizimkinden çok daha önemli bunlar.
En önemlisi de Çanakkale Savaşlarının geçtiği bölgedir. Birinci dünya savaşının bu bölümü gençlerinizin şok olması için yeterde artar bile. Bir metrekare toprağa altı bin adet merminin düştüğü yerdir Çanakkale. Böyle bir savaştan Türkler her şeye rağmen galip çıkıyor,olmazı olur hale getiriyorlar.
En gelişmiş teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, İMANIN galip geldiğinin ispatını yapıyorlar.
Üstelik karşılarında tek bir düşman değil,birleşmiş güçler,sizin tabirinizle yetmiş iki buçuk millet var.İşte bu tablo ve bu bölge , gençlerinizin milli şuurunun gelişmesine fazlası ile yeter.Bunun için gençlerinizi guruplar halinde Çanakkale’ye götürmelisiniz.Her Türk genci Çanakkale savaşlarının olduğu bölgeyi mutlaka gezmeli,görmeli ve öğrenmelidir. 
Ve o gençlere denmelidir ki: 
 -Sizler çalışmazsanız birlik içinde olmazsanız, düşmanlar Çanakkale’ye geldikleri gibi bu defada başka şartlar altında başka şekilde gelirler,size yaşamayı haram ederler.Çalışır birlik içinde olursanız,teknolojiyi yakalarsanız,barışa katkıda bulunur,vatanınızı müreffeh bir hale koyarsınız’’


İşte Japon eğitimcilerden oluşan heyetin açıklaması böyledir. İşin bir acı yanı bu öğütleri onlardan alıyor olmamız,bir diğeri ise böyle dev bir tarihe sahip olduğumuz halde gençliğimizin milli şuurdan,manevi değerlerden,ve de atalarından kopmuş olmasıdır. 
            Bu sebeple , bir milletin varlık ve yokluk savaşı verdiği o mukaddes topraklara , Gelibolu Yarımadasına çocuklarımızla birlikte gidelim ve atalarımızın bizlere fısıldadıkları şeyleri duymaya çalışalım. 


GEZİ BAŞLIYOR 

 Gelibolu Milli Parkını- K 40.21202° , D 26.27671° 
Eğer bir gün içinde gezmeyi planlıyorsak geziye sabah mümkün olduğunca erken başlamalıyız. 


 ÖĞLE ÖNCESİ GEZİ PROGRAMI :

 Eceabat-K 40.18484° , D 26.35605° 
Gelibolu Yarımadasında bulunan şirin bir ilçedir.Çanakkale’den feribotlar ile veya İstanbul yada Edirne üzerinden Gelibolu geçilerek,Eceabat’a ulaşılır.Eceabat’ta feribot limanının yanında uzanan sahil yolunu takip ettiğimizde karşımıza Milli Park Tanıtım Merkezi- K 40.20349° , D 26.35417°çıkacaktır.1987 yılında hizmete giren bu kurum bir müzeye sahiptir.


 Çam burnu Şehitliği Dur Yolcu Silüeti- K 40.15682° , D 26.37165 
Milli Park tanıtma merkezinden biraz daha ilerlediğimizde,önümüzdeki yolun sağ tarafında çam ağaçları ile kaplı bir tepede bir kitabe görürüz 1962 yılında yaptırılan bu kitabede ‘’Burada Balkan ve Çanakkale savaşlarında Şehit düşen binlerce kahraman yatar’’yazılıdır. Yanından geçmekte olduğumuz askeri birliğin hemen üzerindeki tepede bir Mehmetçik silüeti ile Dur Yolcu şiiri yazılıdır ve bu toprakların önemi hakkında gelen geçen herkese önemli şeyler anlatmaktadır.

Dur yolcu!Bilmeden gelip bastığın 
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. 
Eğil de kulak ver,bu sessiz yığın 
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.


Bu tümsek koparken büyük zelzele 
Son vatan parçası geçerken ele Mehmet’in düşmanı boğduğu sele 
Mübarek kanını kattığı yerdir.

 Düşün ki haşrolan kan kemik,etin 
Yaptığı bu tümsek,amansız çetin 
Bir harbin sonunda bütün milletin 
Hürriyet zevkini tattığı yerdir. 


 Kilit bahir Kalesi- K 40.14780° , D 26.37965° 
Gezi grupları Çanakkale Milli Parkını gezmeye genellikle Eceabat yönünden başlarlar.Eceabat tan Mecidiye Tabyaları’na giderken az ilerde deniz kıyısında görkemli surları ile Kilit bahir Kalesi ile karşılaşırsınız.1462 de Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan ve denizden gelecek olan herhangi bir düşman taarruzuna engel olmak maksadı ile yapılan bu kale Çanakkale savaşında da ordumuz tarafından kullanılmıştır.Savaş alanının biraz dışında kalması sebebi ile Seddülbahir Kalesi kadar yıpranmamıştır.

 Namazgah- K 40.14610° , D 26.38005° ve Hamidiye Tabyaları- K 40.14312° , D 26.37741° 
Kilit bahir Kalesinin devamında Namazgah tabyalarını görürüz. Denizden bakıldığında normal gibi görülen tepeler, karadan bakıldığında muhteşem bir kamuflaj ile gizlenmiş barınak ve cephanelikler haline geliverir. Artık savaş alanlarına çok az kalmıştır. Birkaç km. sonra Mecidiye Tabyasına geliriz. Yani 18 Mart deniz harekatında Seyit Onbaşı’nın vazife yaptığı yer. Ocean zırhlısını batıran mermiyi gönderdiği yer. Seyit Onbaşı hala oralarda kucağında bir mermi o günleri hatırlatırcasına orada durmaya devam etmektedir. Bizlerde onun durduğu yerde durur ve oradan boğaza bakarız. Düşmanın yenilmez armada dedikleri dev donanmanın uğradığı hezimeti o gün gibi görmeye çalışırız. Cideli Mahmud’da orada öyle yapmıştı. İki bacağı düşman saldırısında kopmuş ve kan kaybından iyice halsizleşmişti. Ama fırlattığı top mermisi de Bouve’yi batırıyordu. Kendisini sargı yerine götürmek isteyenlere engel olarak – “Beni burada bırakın ben Bouve’nin batışını seyretmek istiyorum” demiş ve bu seyir esnasında ruhunu Rahman’a teslim etmişti.

 Seyid Onbaşı Anıtı- K 40.14083° , D 26.37536° 
Burası,Mecidiye tabyasında numaratör olarak vazife gören Koca Seyid’in , 18 Mart günü meydana gelen deniz savaşında 175 kg.lık mermiyi kaldırarak Ocean zırhlısını vurduğu yerdir.Anıtta mermi Seyid onbaşının kucağında gibi gözükse de gerçekte Koca Seyid mermiyi sırtına alarak kaldırmıştır. 
Koca Seyid diyor ki: 
Baktım ki 14 arkadaşım şehit olmuş.Bir ben kalmışım, bir arkadaşım Niğdeli Ali birde batarya komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey.Arkadaşlarımın bu şekilde gözlerimin önünde şehit edilmesini içime sindiremedim.Anamın bana öğrettiği duaları okudum.Size izahını yapamayacağım bir şeyler doldu içime.Mermini yanına koştum.Topun vinci de bozulmuştu.O mermiyi bir kez kaldırdım.Niğdeli Ali beni biraz destekledi.Basamakları çıkarken kemiklerimin çatırtısını duyuyordum.Mermiyi namluya sürdüm,patlattım isabet ettiremedim.Üçüncü mermi ile onların en büyük zırhlılarından Ocean zırhlısını dümen kısmından vurdum.Zırhlı kendi etrafında dönmeye başladı.

 Yıllar sonra tarihler 1936 yılını gösterdiğinde , Atatürk’ün yolu , Koca Seyid’in yaşadığı Havran’a düşmüştü.Atatürk buraya geldiğinde , Çanakkale savaşında bizzat görüştüğü ve başından geçenleri kendisinden dinlediği Koca Seyid’i hatırladı.Mahalli yetkililere Koca Seyid’i sordu fakat hiçbiri onu tanımıyorlardı.Atatürk hemen Koca Seyid’i bulmalarını istedi ve ordakilere hitaben: 
-Sizi onunla tanıştırmak istiyorum.Tanımıyor olmanız milletin kahramanlarına vefasızlıktır.Kendisini tanıyın ki , bu topraklar üzerinde yaşamanın bir bedeli olduğu bilinsin.dedi 
 Uzun uğraşlar sonunda Seyid’i buldular.Onu önce yıkattılar,ardından traş ettiler.Üzerindeki elbiseleri çıkartarak Nahiye müdürünün elbiselerini giydirdiler.Bu şekilde paşanın karşısına çıkarttılar.Paşa karşısında bu kıyafetler içinde birini beklemiyordu.Ama onu toplumun içinde utandırmamak için iltifat etti. 
-Koca Seyid bu elbise sana çok yakışmış onu nereden satın aldın? 
-Paşam sizin geldiğinizi bana haber verdiler.Çok sevindim.Beni arattığınızı duyunca dünyalar benim oldu.Bana bu elbiseyi giydirdiler.Kaymakam bey böyle uygun gördü. 
 Konuşma sonrasında Atatürk orada bulunanlara gereken dersi vermeyi ihmal etmedi. 
Siz vatan için ,millet ,için,namusu için,canını ortaya koyan böyle insanları bu kadarmı tanıyorsunuz? Eğer siz onları tanımazsanız geleceğinizi göremezsiniz.Hedeflerinizi bilemezsiniz. 


 Mecidiye Tabyası- K 40.14288° , D 26.37688° 
Seyid Onbaşı Anıtı’nın hemen arkasında,yolun karşı tarafında bulunan küçük tepeyi çıktığınızda Mecidiye Tabyasında vazife gören 18 Mart günü deniz bombardımanları sırasında şehit düşen askerlerimizin mezarlarını göreceksiniz.Burası Mecidiye Tabyasının yeridir.

 Havuzlar Şehitliği- K 40.13230° , D 26.35577° 
Mecidiye Tabyasının yanından asfalt yolu takip ettiğimiz de , birkaç km sonra Havuzlar Şehitliğine varırız.Büyük çınar ağaçlarının gölgesinde denize kıyı bu güzel mekandaki , etrafı duvarlar ile çevrili anıt, havuzlar şehitliğidir.Bu anıt , sadece burada yatan 10 şehide değil, buraya çok yakın Kereviz dere savaşlarında şehit olan 5000 civarındaki askerimizi de temsil etmektedir.Zaten bir süre sonra buraya , Kereviz dere savaşlarının yapıldığı yerden bir çok şehit kemiği toplanarak getirilecek ve toplu olarak Havuzlar civarına defnedilecektir.


 Behramlı Köyü – Alçı tepe Garnizonu 
Havuzlar Şehitliğinden yolumuza devam ettiğimizde , biraz sonra yolun sağ tarafında Yüzbaşı Kemal Bey’in ruhunu teslim ettiği Behramlı köyüne varırız. Buradan yaklaşık 15 dakikalık bir mesafe sonrasında Alçı tepe köyünün girişine geliriz.Köye girmeden önceki sol tarafımızdaki garnizon dikkatimizi çeker.Bu bölge tarihe Kirte savaşları olarak geçen kanlı çarpışmaların odak noktası olmuştur.Düşman bu önemli tepeyi alabilmek için çok uğraşmıştı. Üç büyük Kirte savaşı yapmıştık Onlarla. 1.Kirte’de 8 bin, 2.Kirte’de 10 bin, 3.Kirte’de 15 bin şehit vermiştik ama bu tepeyi vermemiştik düşmana. Bu mevki,burada yaşayan köylülerin çevreden topladıkları,10 bin civarındaki şehit kemiklerini bir araya getirerek gömdükleri yerdir. 


 Saim Mutlu Savaş Anıları Müzesi- K 40.09481° , D 26.22526° 
Çanakkale ziyaretlerimizde devamlı ziyaret ettiğimiz bir yerde bu şirin köy içerisindeki bir bakkal dükkanı. Salim Amca’nın bu ilginç bakkal dükkanında bildiğimiz şeyler bulunmuyor. Aksine burada yığın yığın kurşun ve şarapnel parçası görüyoruz. Bu köye 1936 da yerleşenler 70’lere kadar hurdacılıkla geçinmiş tarlalarındaki savaş artıklarını toplayıp satmışlar. Salim Amca biriktirmiş ve bu müzeyi kurmuş.

 Son Ok Anıtı- K 40.09821° , D 26.22201° 
Alçı tepe Köyüne girdiğimiz yolun sağına , Sargı yerini gösteren tabela yönüne doğru ilerlediğimizde az sonra yolun solunda köy mezarlığı ile karşılaşırız.Mezarlığın yola bakan yanında 3 metreye yakın boyu olan son ok anıtı ile karşılaşırız.Burası Çanakkale savaşlarında önemli bir yere sahip olan ve düşmanın Alçıtepe’yi almak için büyük bir mücadele verdiği Kirte savaşlarının yapıldığı mevkidir.Bu bölgede 1.2.ve son olarak 3.Kirte savaşları ile büyük kayıp verildi.Ama düşman burayı alamadı.Kaçan düşmana son kurşunun atıldığı yer burasıdır. 


 Alçı tepe Köyü- K 40.09669° , D 26.23285° 
Gelibolu Milli Parkı içinde , en rahat konaklama yapabileceğiniz yerlerden biri bu köydür.Gezinizin arasında yarım saatlik bir ihtiyaç ve müzeyi gezme molası verebilirsiniz. 


 Sargı Yeri Şehitliği- K 40.10194° , D 26.22130° 
Son Ok anıtından 2 km kadar sonra Çanakkale Savaşlarının en büyük hastanesi ile karşılaşırız.Burası gözden son derece uzak kuytu bir vadiye kurulmuş olan sargı yeridir.Burası Çanakkale’nin belki en dokunaklı yerlerinden biridir.Bir gecede 18.000 mehmetçiğimiz burada şehit düşmüştür.Bu kadar çok sayıda şehit , ne yazık ki bu dar araziye toplu gömülmek zorunda kalmıştır.Bu nedenle buraları gezerken ayağımızı bastığımız yeri bilerek gezmek son derece önem arz etmektedir.

 Zığındere denilen bu mevki korunaklı yapısı ve gözden uzak duruşu sebebi ile hastaların tedavi edildiği bir yer olarak kullanılmıştır.Hatta bu konumu ile o kadar büyümüştür ki sadece bizim askerlerimizi değil düşman askerlerinin de müştereken kullandıkları bir hoşgörü hastanesi haline gelmiştir.Ama düşman burada da yapacağını yaptı.Çanakkale savaşında bir tek hastane gemisine Osmanlı kurşunu dahi atılmaz iken,cephenin en cehennemi ortamlarında düşmanın yaralılarına şefkatle yaklaşılır iken , düşman sargı yerine karşı acımasız bir saldırı gerçekleştirdi.Hem de kendi askerlerinin orada tedavi olduğunu bile bile.Olay dünya basınında da büyük ses getirmişti ama olan zavallı yaralılarımıza olmuştu. Sargı yerinin bir ilginç yanı da ; Anıtın hemen yanında bulunan selvi ağacıdır.Bu selvi ağacının gövdesi adeta burum burum burulmuş bir vaziyettedir.Bu haliyle de bizlere sanki bir gecede şehit edilen 18.000 askerimizin acılarını hatırlatmakta ve onların bu sıkıntılı durumunu dile getirmektedir. 


 Nuri Yamut Anıtı 
Sargı yerinden sola doğru biraz daha ilerlediğimizde 8 metreyi geçen boyu ile Nuri Yamut anıtı ile karşılaşırız.1943 yılında Gelibolu’da 2.Kolordu Komutanlığına atanan Nuri Yamut Paşanın kendi şahsi mal varlığı ile inşa ettirdiği anıt , çevredeki yüzlerce şehit kemiğinin toplanarak gömülmesi sonrasında bunların üzerine inşa edilmiştir.Burada 10.000 civarında askere ait kemik gömüldüğü belirtilir. 


 Yarbay Hasan Bey Mezarı- K 40.06668° , D 26.22941° 
Geldiğimiz yönden geri dönüyoruz.Sargı yeri ve son ok anıtlarını da geçerek yeniden Alçı tepe köyünün içine giriyoruz.Bu kez geldiğimiz yerden değil, köyün seddülbahir çıkışından yolumuza devam ediyoruz.Köyden çıktıktan yaklaşık 5 dakika sonra yolun sol tarafından toprak bir yolun ayrıldığını göreceğiz.Yol kenarında küçük bir tabela ile ‘’ Kaymakam Hasan Bey’’yazar.Bu torak yolda 5 dakika kadar ilerlediğimizde tarlaların arasından bizlere sanki el sallayan 17.Alay Komutanı Yarbay Hasan Beyin kabri ile karşılaşırız.Hasan Beyin ayak ucuna onunla birlikte ölen köpeği de defnedilmiştir.

 Seddülbahir Şehitliği - K 40.04214° , D 26.18779° 
Yeniden yola çıkıyoruz ve Alçı tepe Köyünün aksi istikametinde ilerliyoruz.Sol taraf Morto Koyu ve Abide Şehitliğine giderken sağ taraf seddülbahir köyü ve Yahya çavuş anıtına gitmektedir.Sağ tarafa devam ederek , az sonra seddülbahir köyüne giriyoruz.Köy tarihi bir kimliğe sahip olan 4.Mehmet döneminden kalma bir kale ile ilk şehitler anıtını barındırıyor.

 İlk Şehitler Anıtı- K 40.04257° , D 26.18898° 
Ortasında çeşme olan bir meydanlıkta yollar yine çatallaşacaktır.Buradan sola saptığımızda az ilerde ilk şehitler anıtı ile karşılaşırız.Burada bulunan şehitlerimiz ilk şehitlerimizdiler,ama Çanakkale savaşının ilk şehitleri değil,onlar 1.Dünya savaşındaki ilk şehitlerimizdir.

 Heles Anıtı- K 40.04575° , D 26.17940° 
Yeniden Seddülbahir köyünün meydanına dönüyoruz.Bu kez Alçı tepe köyü yönünden meydana girdiğimiz taraftan sağa sapıyoruz.Köyün yanından ilerliyoruz ve az sonra tekrar sola dönüyoruz.Karşımızda Çanakkale’de bulunan en büyük İngiliz anıtı var.İngilizlerin 1926 yılında tamamladıkları bu anıt, bu savaşta ölen tüm İngiliz askerlerini sembolize ediyor.

 Seddülbahir Kalesi- K 40.04199° , D 26.18784° Seddülbahir köyünün içine girdiğimizde,tam köy meydanında yol çatallaşıyordu.Biz bu yollardan soldakine,yani ‘’ilk şehitler anıtı’’tabelasının gösterdiği yere doğru gireceğiz.İlk şehitler anıtına gelip anıtın yanındaki yoldan biraz daha ilerlersek tarihi bir yapı olan Seddülbahir Kalesinin arka duvarları ile karşılaşırız.Bu kale boğazdan yabancıların geçmemesi içi bir nevi set olarak inşa edilmiştir. Seddülbahir Kalesi 1.Dünya savaşında büyük faydalara neden olmuş,askerlerin barınmasından cephane muhafazasına kadar birçok konuda kullanılmıştı.Fakat 25 Nisan Ertuğrul Koyu çıkartması sonrasında İngilizler bu kaleyi almak için çok uğraşmışlar ve kale içinde çok kanlı çarpışmalar gerçekleşmiştir. 


 Ezineli Yahya Çavuş Anıtı- K 40.04396° , D 26.18160° 
Şimdi Ertuğrul koyunu kuş bakışı görebilen hakim bir tepeye geliyoruz.Burası 25 nisan sabahı düşman askerlerinin çıkartama yaptıkları önemli yerlerden biri.26.Alaya bağlı 10.Takım askerleri burada düşmanı 24 saatten fazla tutarak bir destan meydana getirmişlerdi.İşte 67 arkadaşı ile Yahya Çavuşun çarpışarak şehit düştükleri yer burası. 
Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuştular 
Tam üç alayla burada gönülden vuruştular 
Düşman tümen sanırdı bu şaheser erleri 
ALLAH’ı arzu ettiler akşama kavuştular
(Ç.Valisi Namık MEMİK) 


 Morto Koyu- K 40.05087° , D 26.21534° 
Ezineli Yahya Çavuş anıtı ve Heles Anıtının yanından geriye doğru dönüyoruz.Seddülbahir Köyünü de geride bırakarak az önce yanından geçtiğimiz yol ayrımına geliyoruz.Bu kez soldan düz devam edersek yeniden Alçı tepe Köyüne gitmiş olacağız.Fakat biz sağa Morto Koyu’na doğru dönüyoruz.25 Nisan kara çıkarmasında Fransız askerleri tarafından işgal edilmiş.Burada o kadar çok ölü bırakmışlar o kadar çok kayıp vermişler ki koya Morto(ölü) adını vermek zorunda kalmışlar.Morto koyunu dikkatli gezerseniz suyun içinde hala eriyik halinde maden parçaları bulabilirsiniz.

 Çanakkale’yi gezen gruplar çoğunlukla öğle molasını burada verirler.

 Morto koyuna gelip sırtınızı denize verdiğinizde,tam karşı sırtta göreceğiniz beyaz küle , Fransız anıtının ağaçlar arasındaki bir kısmıdır.Fransızlar 1930 yılında Çanakkale’de toplu gömülen ölülerini tespit edip,bir araya getirmişler ve buraya bir anıt mezarlık yaparak altına defnetmişlerdi. Dikkatinizi çekerim , biz Çanakkale şehitlerimizi bundan tam 30 yıl sonra hatırlayacak ve ilk anıtımızı 1960 yılında açacağız. 


 Çanakkale Şehitler Abidesi- K 40.05152° , D 26.22170° 
Morto Koyuna girdiğimiz yoldan düz devam ettiğimizde Eski Hisarlık tepesine doğru tırmanarak birkaç viraj sonrasında , Çanakkale Şehitler Abidesine geliriz.1960 yılında tamamlanan bu anıt tüm Çanakkale Şehitlerimiz adına inşa edilmiştir. 


 Harp Eserleri Müzesi- K 40.05155° , D 26.22173° 
Çanakkale Şehitler Abidesinin hemen altında yine Çanakkale savaş hatıralarının sergilendiği bir müze mevcuttur.Müzede , savaşta yabancı askerlerin üzerinden çıkan Kur’an-ı Kerim ,Şehit Mektupları vb.bazı özel parçalar mevcuttur. 


 Abide Şehitliği- K 40.05152° , D 26.22170° 
1992 yılında Kültür Bakanlığınca büyük abidenin yanına yapıldı.600 şehidimizin isimleri ile temsili mezarlarının bulunduğu yer , düzenleme bakımından gayet etkileyicidir. 


 Şehitler Abidesi Ziyaretçi Piknik Alanı- K 40.05278° , D 26.21434°

 ÖĞLE SONRASI GEZİ PROGRAMI 


 Sabah erken saatlerde Eceabat’tan başladığımız gezimizde Gelibolu yarımadasının Çanakkale Boğazına bakan kısmından yola çıkarak önce güneye doğru indik,Kilit bahir Kalesi,Seyyid Onbaşı Anıtı ve tabyaların yanından yarımadanın ortalarına geçerek Alçı tepe Köyüne vardık.Oradan yarımadanın burnunda bulunan Yahya Çavuş Anıtının bulunduğu Ertuğrul Koyu ile Morto Koyu ve Abide Şehitliğini ziyaret ettik.Morto Koyunda öğle yemeği arası verdikten sonra şimdi de Gelibolu Yarımadasının Ege Denizi boyunca uzanan kıyı hizasında kuzeye doğru yol alacağız.Morto Koyu kavisinden geri dönüyoruz.Yol biraz sonra Yahya Çavuş anıtı ve Alçı tepe Köyü yönünde ikiye ayrılıyor.Biz Alçı tepe Köyünün bulunduğu sağ tarafa sapıyoruz.Köyün içinden geçtikten sonra sabah Eceabat yönünden köye girdiğimiz yoldan çıkıyoruz.Yaklaşık 5 dakikalık bir yol sonrası , sol tarafa doğru ikinci bir yol ayrılıyor.Buradan Saroz Körfezine doğru uzanan yola sapıyoruz.

 Anzak Koyu- K 40.23854° , D 26.27693° 
Gelibolu yarımadasının Ege kıyılarına paralel olarak yaptığımız bu yolculuk yaklaşık 20 dakika sürüyor.Yol bir kez daha çatallaşacaktır.Sağ tarafa gittiğimiz takdirde Kaba tepe Tanıtma Merkezi ve İstanbul yoluna ulaşırız.Fakat bizler sol tarafa doğru saparak Anzak Koyu ve Anafartalar’a giden yolu takip edeceğiz.Biraz ilerde yol Anzak Koyu ve Anafartalar-Conkbayırı şeklinde ayrılacaktır.Anzak Koyu yönüne saptığımızda kıyı boyunca 3 km.kadar ilerliyoruz.Bu yol üzerinde yabancı mezarlıkları görürüz. Az sonra yolun sol tarafında buranın Anzak Koyu olduğunu gösteren taş levha ile karşılaşırız.Buradan kıyıya yürüdüğümüzde de Anzak Mezarlığı ile karşılaşırız.Sahilden karşı sırtlara bakarsanız Anzakların ne kadar yanlış bir yere çıkartma yaptıklarını görürsünüz.Bu yerler alabildiğine sarptır.Anzak Mezarlığı içinde 3 mezar vardır ki , diğerlerinden farklı olarak yönü Kıble yönüne dönüktür.Bu mezarlar , buralara kandırılarak getirilen ve bize karşı savaşa sokulan Hintli Müslümanlara ait mezarlardır. 
 Karşımızdaki devasa dağ sıralarına bakıyoruz. Düşmanın çakılıp kaldığı yerler işte buralar. Hatta burayı aşabilmek için İngiliz Çörçil’in zehirli gaz kullanma planlarını hatırlıyoruz. Temmuz ayları rüzgar alabildiğine denizden karaya doğru esiyor. Tam sırası demişlerdi. Ama zehirli gazlar Gelibolu önlerine getirildiğinde bu kez rüzgar yön değiştirmiş aradan denize doğru esmeye başlamıştı. Kullanamıyorlardı. Bu ve bunun gibi daha nice akıl almaz olay sonrasında Çörçil,hatıralarına şu cümleleri yazacaktır: -“Biz Çanakkale’de Osmanlılar ile değil, Tanrı ile savaştık ve haliyle de yenildik.

 Damakçı Bayırı Anıtı- K 40.27110° , D 26.29255° 
Yolumuza devam ediyoruz.Birkaç km sonra Anafartalar ovasına giriyoruz.Burada yolun sağında yamaçta bir kitabe görürüz.Üzerinde ‘’Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal 7.Tümen ile 9 Ağustos 1915 günü Damakçılık Bayırına taarruz ederek Anzak ve İngiliz Kolordularından gelecek tehlikeyi önledi yazar. Mestan tepe Şehitlikleri İzlediğimiz yol güzergahından birkaç km sonrasında önümüze gelen çataldan sola sapıp , biraz ilerden sağa saptığımızda şehitlikler ile karşılaşırız.

 Yusufcuktepe Yazıtı – Mestan tepe Yazıtı- K 40.29771° , D 26.29228° Geldiğimiz yoldan geri dönerek Saroz Körfezi yönünde 20 dakika kadar ilerliyoruz.Buradaki kitabe Yusufcuktepe yazıtıdır.yakınında da Mestan tepe yazıtını görürüz. 


 İsmail oğlu tepe Yazıtı 
Üzerinde şöyle yazar ‘’Sivritepe ve Mestan tepe hattında düşmanın taarruz gücü kırıldı.Bu muharebelerde Türkler 8.155 şehit , düşman 19.850 kayıp verdi’’yazar. 


 Kireç tepe Şehitliği ve Kireç tepe Şehitler Anıtı- K 40.33112° , D 26.27933° Bahsettiğimiz yazıtların yanında bu şehitlik ve Atatürk tarafından yaptırılan bir anıt ile karşılaşırız.Bu anıt top mermisi kovanlarının üst üste konulması ile inşa edilmiştir.

 Büyük Kemikli Kitabesi- K 40.31823° , D 26.21944° 
Geldiğimiz yoldan geriye döner ve yolun çatallaştığı noktada sağ tarafa ( Suğla Koyu) doğru ilerlersek yaklaşık 6 km sonra Büyük Kemikli Burnuna varırız.Kıyıdaki gemi iskeleti o günlerden kalma bir çıkartma gemisine aittir.Kitabede şöyle yazar.’’Anafartalar limanına çıkan düşman kuvvetleri,aylar süren muharebelerden sonra Gelibolu Yarımadasındaki Türk savunmasının geçilemeyeceğini anlayarak bu cepheyi boşalttı.


 Bigalı Köyü ve ATATÜRK’ün Kaldığı Ev- K 40.23676° , D 26.35929 Anafartalar köyünden 6 km ilerde Bigalı köyüne geliyoruz.Burada Atatürk’ün karargah olarak kullandığı ev müze olarak ziyarete açıktır. 


57.Alay Şehitliği 
Bir gecede kıpkızıl kan olan tepeler. Tam önümüzde 57. Alay Şehitliği var. Atatürk’ün Miralay rütbesi ile onları düşmana sevk ettiği yer. Ve düşmanı durdurma adına bütün bir alayın şehadeti. Az yukarıda bir uçurumun başında 57.Alay komutanı Hüseyin Avni Paşa’nın kabriyle karşılaşıyoruz. Dualarımız ruhlarına.

 Conkbayırı- K 40.25093° , D 26.30744° 
İşte Çanakkale savaşının en kanlı cephelerinden birinin cereyan mekanı.Düşman burayı almak için çok uğraşmıştı.Conkbayırı hattında durdurulan düşman bir daha ilerleme fırsatı elde edememişti.


Conkbayırı Mehmetçik Anıtı-K 40.25093° , D 26.30744° 
 Bu Anıt Conkbayırı' n daki savaşta hayatını kaybeden Türk askerleri adına inşa edilmiştir. Milli tarihimizin altın bir sayfa olarak betimlendiği Çanakkale Savaşları'nın dönüm noktası olan ve düşmana ilk sillenin vurulduğu Mehmetçik Parkı içersin de yapılan Anıt, tepeyi tümüyle kaplayacak tarzda ve kademeli olarak yükselen beş beton panelden oluşmaktadır. Bu beş panel, ALLAH’a dua eden bir askerin beş parmağını anımsatıp sembolize eder.

 Conkbayırı Anıt Mezarlığı-K 40.25194° , D 26.30819° 
Bu anıtın az ilerisinde ise Conkbayırı Anıt ve Mezarlığı yer alır. Conkbayırı'nda hayatlarını kaybeden 952 Yeni Zellanda'lının anısına yapılmıştır. Conkbayırı, Çanakkale Savaşları’nda en önemli hedeflerden birisidir. Avustralyalılar 25 Nisan çıkartmasının ardından Conkbayırı'na doğru ilerledilerse de karşılarında hiç beklemedikleri büyük bir Komutan ve deha olan Mustafa Kemal Atatürk'ü görünce durmak zorunda kaldılar. 6-10 Ağustos tarihleri arasında yapılan Conkbayırı Savaşlarında Yeni Zelandalılar Conkbayırı'nın en uç noktasını ele geçirmeye çalıştılar, fakat Mustafa Kemal'in başında bulunduğu güçlü savunma karşısında hedeflerine ulaşamadılar.. Ne Liman Von Sanders ne de bir başka komutanın göremediğini, o inanılmaz askeri dehası ile Mustafa Kemal görmüş ve Conkbayırı ile Sarı Bayır'ın ehemmiyetine önem vermişti. Büyük Komutan , "Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum..." emrini vererek bizlere de uğrunda ölümü dahi düşünülmüş topraklarda yaşamanın önemini açıkça vurgulamıştır.


1994 yılında T.C. Kültür Bakanlığınca Yeni Zelanda Anıtı'nın tam karşısında bulunan ve Atatürk'ün saatinin parçalandığı yere Yeni Zelanda Anıtı kadar heybetli Atatürk'ün Anıtı yaptırılmıştır. Ayrıca Conkbayırı ‘nda Mustafa Kemal’in Gözetleme Yeri’ni ve Nazif Çakmak Anıtı’nı da görebilmek mümkündür.


Kaba tepe Tanıtma Merkezi-K 40.20697° , D 26.28142° 
Burayı da gezdikten sonra sağa yola giriyoruz. Aşağıya kadar indiğimizde Eceabat yol sapağına geliyoruz. Sağımızda bulunan Kaba tepe Tanıtma Merkezi’ni ziyaret edebiliriz. Burası, Çanakkale Savaşları sonrası harp sahasında bulunan çeşitli silah, mermi, giysi, vb. malzemeler ile; Çanakkale Savaşları'nın çeşitli sahnelerini gösterir fotoğrafların sergilendiği bir müzedir.


Not : Biz her ne kadar burasını,güzergahı uzatmamak için gezimizin sonuna koymuş bile olsak,Çanakkale gezisine çıkarken arzu edildiği takdirde öncelikle buraya uğranarak savaş detayları hakkında bilgi alınabilir.

 Akbaş Şehitliği-K 40.23385° , D 26.43723° 
Kaba tepe Tanıtım merkezinden ileriye ,İstanbul’u gösteren tabelaya doğru ilerliyoruz.Yaklaşık 5 dakika sonra yol deniz kıyısından ikinci kez ayrılıyor.Sağa döndüğümüzde 5 km sonra Eceabat’ta olabiliriz.Anadolu yakasından geriye dönecek misafirler bu yolu takip edebilirler.Sol tarafa bakan yol İstanbul’a gitmektedir.Bu yolu takip ettiğimizde 10 km sonra Akbaş Limanına geliriz.Bu limanın hemen karşı tarafında ağaçların arasında Akbaş Şehitliği bulunmaktadır. 
 Çanakkale savaşlarında Akbaş Limanı,yaralı Mehmetçiklerimizin İstanbul’a taşınmasında kullanılıyordu.Halep adlı gemi buradan yaralıları almış tam ayrılacakken düşmanlar tarafından bombalanmıştı.Bu saldırıda ölen 200 civarı yaralı askerimiz işte bu limanın karşısındaki Akbaş Şehitliğine defnedilmiştir.


Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı gezimiz burada bitiyor.

Bir yıl süren Çanakkale savaşı’nda aylarca siperlerde yatan, en kıymetli şeyini canını hiç düşünmeden veren nice şehidimizi saygı ile anıyor ve ruhlarına Fatihalarımızı gönderiyoruz. 


 Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası ile ilgili sıkça sorunlan sorular:

 1-) GELİBOLU YARIMADASINA NASIL GİDİLİR ? 
 Eğer ki İzmir yolu üzerinden geliyorsanız Çanakkale- Merkezine girmelisiniz. Yol boyunca gelirken tabelalara dikkat ettiyseniz Çanakkale Feribot iskelesine-K 40.15094° , D 26.40216° kolayca ulaşabilirsiniz. İskeleden kalkan Çanakkale- Eceabat feribotuna binebilirsiniz. Eceabat’a geçince ilçeyi arkanızda bırakıp yarımadayı gezmeye başlayabilirsiniz Bir diğer yol ise; Çanakkale iskelesinde Kilitbahir’e kalkan motorlar var. Bu motorları da tercih edebilirsiniz. Eğer ki İstanbul yolu üzerinden geliyorsanız zaten yolu takip ettiğinizde Gelibolu Yarmadası sınırlarına girmiş oluyorsunuz. Bu yüzden Yarımadayı gezmek için Çanakkale’den feribotla deniz yolculuğu yapmanıza gerek yok.

 2-) YARIMADA’YA ULAŞTIKTAN SONRA GEZİYE NASIL BAŞLAYABİLİRİM(NASIL BİR YOL İZLEYECEĞİM?) 
 Yukarıdaki gezi rehberi çalışmasında da yapıldığı gibi ; Yarımada’yı gezmeye Kilit bahir Kalesi’nden başlayarak devam etmenizi öneririz. Önce 18 Mart 1915 yılında yaşanan deniz zaferini sizlerde yaşayabilirsiniz. Bu yolu devam ederseniz önce yarımadanın güneyini gezmiş olacaksınız.Bir diğer seçeneğiniz ise, Eceabat’a geçerek Kaba tepe Müzesi’nden başlamaktır. Bu yoldan Conkbayırı’na doğru tırmandığınız da ise Yarımada’nın önce kuzeyini gezmiş olursunuz. 


 3-) GEZİYE SAAT KAÇTA BAŞLAMAMIZI TAVSİYE EDERSİNİZ? 
 Yarımada çok geniş bir alana sahip olduğu için ( 33 bin hektarlık alan) sabahın erken saatlerinde geziye başlamanızı öneririz.

 4-) GELİBOLU YARIMDASI’NDA YEME- İÇME İHTİYACIMIZI GİDEREBİLECEĞİMİZ YERLER MEVCUT MU? VARSA NEREDE YAYGINDIRLAR? Yarımadadaki köylerde bakkal, gözleme evleri, küçük restaurantlar mevcuttur. Buralarda bu türden ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz. Ayrıca yanınıza kumanya hazırlayıp parklarda piknik havasında getirdiklerinizi yiyebilirsiniz.

5-) YARIMADAYI GEZERKEN YANIMIZDA ÖZELLİKLE GETİRMEMİZİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ BİR ŞEYLER VAR MI? 
 Fotoğraf makinanızı ve yarımadanın haritasını yanınızda taşımanız, gezdiğiniz yerlerin daha kalıcı olması için faydalı olacaktır. Bunun dışında aracınızda bol yakıt olması tavsiyemizdir. Çünkü Yarımada çok da fazla benzin istasyonu bulunmamaktadır.

 6-) GELİBOLU YARIMADASI’NA KONAKLAMALI BİR GEZİ DÜŞÜNSEK FİKRİNİZ NE OLUR? 
Yarımadaya ulaşımın kolay olabileceği veya zevkinize ve bütçeniz uygun Çanakkale-Merkez, Güzelyalı, Assos, Gelibolu, Eceabat’taki otellerden birini tercih edebilirsiniz.

 7-) GELİBOLU YARIMADASINDA İHTİYAÇ DUYABİLECEĞİMİZ ÖNEMLİ TELEFONLAR NELERDİR? 
Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü : 0286 21750 12 – 217 37 91 Çanakkale Turizm Danışma Bürosu 0286 217 11 87 
Çanakkale Turizm Tanıtma Derneği 0286 213 66 99 
Çanakkale Turizm Polisi 0286 217 52 60- 217 5376 
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü 0286 217 52 62 
Çanakkale Valiliği 0286 217 12 34 
Eceabat Kaymakamlık 0286 814 10 01 
Eceabat Jandarma 0286 814 10 05 
Eceabat Sağlık Ocağı 0286 814 10 24 
Eceabat Milli Park 0286 814 11 28 
Eceabat Milli Park Tesisleri 0286 814 14 48 
Eceabat Milli Park Restaurant 0286 814 14 48 
Gelibolu Ana Tanıtım Merkezi 0286 814 30 70

 Gelibolu Yarımadası'nda gezebileceğiniz müzeler:

 Çanakkale Şehitleri Anıtı ve Harp Müzesi-K 40.05155° , D 26.22173° 
Yer: Seddülbahir Köyü Morto Koyu Çanakkale Tel: 0286 862 00 82 Açık olduğu saatler: 08: 00 - 17: 00 ( pazartesileri kapalıdır. Giriş ücretlidir.)
  
 Kaba tepe Müzesi-K 40.20697° , D 26.28142° 
Yer: Kaba tepe Çanakkale Tel: 0286 814 12 97 Açık olduğu saatler: 08:00 - 17:00 (pazartesileri kapalıdır. Giriş ücretlidir.) 
  
Salim Mutlu Müzesi-K 40.09481° , D 26.22526° 
 Yer: Alçı tepe Köyü Tel: 0286 844 61 35 Açık olduğu saatler: 08:00- 1700 (her gün) Ücretsizdir.

 Alçı tepe Çanakkale Savaşları Galerisi 
 Yer: Alçı tepe Köyü Açık olduğu günler: 08:00- 17:00 (her gün)
  
Seddülbahir Çanakkale Savaşları Galerisi 
 Yer: Seddülbahir Köyü Çanakkale Açık olduğu saatler: 08:00- 17:00 (her gün)


 Çam yayla Atatürk Evi Müzesi 
 Yer : Bigalı Köyü Çanakkale Tel: 0286 834 72 72 Açık olduğu saatler: 09:00 – 18
Gelibolu Ana Tanıtım Merkezi 
 Yer: Kilye Koyu Tel: 0286 814 30 70 Açık olduğu saatler: 08:00 – 18:00 (her gün ) Giriş ücretsizdir.

 Bu müzelerden Salim Mutlu Müzesi, Seddülbahir Galeriye ve Alçı tepe Galeriye özel müzelerdir. 
Diğer müzeler ise Çevre ve Orman Bakanlığı Milli Park Müdürlükleri’ne bağlıdır.


Çanakkale savaşı’nda aylarca siperlerde yatan, en kıymetli şeyini canını hiç düşünmeden veren nice şehidimizi saygı ile anıyor ve ruhlarına Fatihalarımızı gönderiyoruz.

 Kaynaklar: Çanakkale Gelibolu Yarımadası Gezi Rehberi-Talha UĞURLUEL  ve ben Levent ERKOÇ





devamı »

23 Şubat 2012 Perşembe

BURSA GEZİ REHBERİ | 42 yorum:



               Merhaba Dostlar  
         
               Bu yazıyı daha önce türkeyforum sitesine, kartalkaya19 kullanıcı adıyla yazmıştım.Bu bloğu yapmamdaki amaçlarımdan birisi de değişik yerlerde, forum sitelerinde yayınladığım yazılarımı,araştırmalarımı bir araya getirmekti.Bursa gezi rehberi ile de bu tek bir yerde toparlama işlemine devam ediyorum.
               Bursa’da oturan ve gezmeyi,yeni yerler keşfetmeyi,navigasyonu; Özellikle aldığı Next Navigasyon cihazı ile birlikte daha bir seven kardeşiniz olarak sizlere , Bursa ile ilgili bir gezi rehberi hazırlamaya çalıştım. Gezi rehberini,rotaları hazırlarken , düzgün rotalar seçmeye hazırlamaya gayret ettim.Yani çok fazla gidişli dönüşlü olmadan,şehrin bir doğusuna, bir batısına , sonra tekrar doğusuna gitmeden , rotaları ayrı başlıklarda vererek mümkün olduğunca düzgün ve bir arada olan , güzergah çizmeye çalıştım sizlere. Bu ve diğer gezilerinizi hayırlı kazasız belasız geçirmenizi diliyorum. 


 BURSA 
Evliyaları , Türbeleri,Külliyeleri,Hanları,Yüzyıllık Evleri,Tarihi Kapalı çarşısı,Teleferiği,Tarihi Camileri, Mimari Yapıları,600 Yıllık Çınarları, Tarihi Çarşılı Irgandı Köprüsü,Tarihi Evleri,Kaplıcaları,Çinisi, İpeği,Havlusu,Kestane Şekeri,İskender Kebabı, ,Mudanya’sı,Trilye’si,Cumalıkızık’ı,Misi’si ve Uludağ’ı ile Bursa’yı ziyaret etmeniz için bir çok neden bulunmaktadır. 


 1. ROTA BAŞLANGICI
 Bursa Kent Meydanı AVM. – K 40.19587°, D 29.06069° 
Kent Meydanı, adından da anlaşıldığı gibi ortasında 10.000 metrekarelik büyük bir meydanı olan, geniş gezinti alanları bulunan bir yer. Alışveriş Merkezi, yeraltında birbirine bağlı ve entegre olan üç ana binadan oluşuyor. Alışveriş merkezinde ; Pierre Cardin,Zara , Mavi Jeans, Waikiki, Adidas, Gloria Jeans, Greyder, Reebok, Puma, Colin’s, Tiffaniy, DNR, Sony Center, Teknosa, Teknolojiks, Samsung, Hacıoğlu, Burger King, Sbarro, Starbuck Coffees , Cafe Crown, Mado Cafe vs.vs gibi mağazalar yer alır.Alışveriş dışında da birçok aktivite ve olanağı bünyesinde barındırıyor. Çok önemli sanat olaylarına ev sahipliği yapan bir sergi salonu var. Ayrıca sosyal yaşama renk getiren ve farklı gösterilere imkan tanıyan büyük bir amfi tiyatrosu da bulunuyor. Adres. Santral Garaj Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. No:64 Osmangazi / BURSA Tel. 0224 255 44 60 Aracımız Kent Meydanı AVM’nin otoparkında iken , dilerseniz 90 metre ilerdeki Uludağ Kebapçısına yürüyerek gidebiliriz. 


 Uludağ Kebapçısı - K 40.19529°, D 29.06139° 
1964 yılından beri kebabın Bursa’daki adreslerinden biriside burasıdır.Cemal Ustanın bu ufacık dükkanı Bursa’da çok meşhurdur.Gün içinde saat 3’e kadar etler bitmektedir.Eğer kalabalık bir grup iseniz veya saat 3’ü geçmiş ise , az önce tanıttığımız,Kent Meydanı AVM’deki şubesine de gidebilirsiniz.Çünkü burası saat 22.00’a kadar açık. Cemal Usta , sadece Bursa kebabı sunuyor, menüsünde başka bir kebap çeşidi bulunmuyor. Bu nefis kebabın yanında , içecek olarak yöresel üzüm şırası nefis gidiyor. Kebapta dana ve kuzu etini birlikte kullanıyorlar. Kebabının en önemli özelliklerinden biri İnegöl yöresinde yediği diğer otlar yanı sıra kekik otu ile de beslenen kuzu eti kullanması. Kekik ete başka bir lezzet katıyormuş. Diğer bir özelliği ise eti hazırlarken etin sinirlerini ayırmaları. İskender kebabın bir farklı özelliği de yaprak şeklinde açılmış parça et ve kıyma halindeki etin bir arada kullanılması. Kıymada kemik sıyrığı kullanmakta kebabın lezzetini artıran unsurlardan birisiymiş çünkü kemiğe yakın olan et her zaman lezzetli olurmuş. Cemal Usta her sabah 5’de kalkıyor, yaklaşık 4 saat süren bir çalışma ile etlerini hazırlıyor. Günde ortalama 60-70 kg et sattıkları oluyormuş, yoğun günlerde bu rakam 100 kg’ları buluyormuş. Kendisine bu kadar meşhur olduğu halde neden daha fazla büyümek istemediği sorarsanız “Çok ta gözümüz yok, az olsun temiz olsun”.yanıtını alırsınız.Tel:0224 254 72 64 


 Bağdat Hurma Tatlıcısı - K 40.19532°, D 29.06131°
 41 yıldır hizmet veren bir tatlıcı.Tadına bakmanızı tavsiye ederim.Bursa yöresine özgü bu tatlıyı,İstanbul’a da göndermeye başlamışlar. Bursa’ya ; arabaları ile değil de otobüs ile gelen misafirlerimiz; şehirler arası terminalden ,santral garaj mevkine giden otobüse binecekler.Otobüslerde Bu kart adlı kartlı geçiş sistemi vardır.Otobüse bindikleri yerlerden bukartları temin edebilirler.Santral Garaj durağı bu otobüsün son durağıdır.Buraya geldiklerinde , buradan Altıparmak ve Heykel semtine ( Bursa Merkezi,Ulucami,Hanlar,Kapalıçarşı,Kent Müzesi Mevki) taksi dolmuşlar ile gidebilirler.Taksi Dolmuş; 1 kişi 1-TL40-Krş.Ekim 2009 fiyatı


 Altıparmak Caddesi - K 40.19032°, D 29.05178° 
Uludağ Kebapçısından sonra,aracımızı Kent meydanı AVM.otoparkından alıp,Altıparmak caddesine doğru ilerliyoruz.( Taksi dolmuş ile gitmek istersek,Kent Meydanı önünden Altıparmak ve Heykel semtlerine dolmuş var.Bir kişi 1lira 40 kuruş-Ekim 2009 fiyatı) Altıparmak Caddesi; Bursa’nın eski ve her zaman işlek caddelerinden birisidir.Cadde üzerinde sağlı sollu mağazalar vardır. 


 Zafer Plaza A.V.M. - K 40.18716°, D 29.05931°
Mağazalar, restoran ve cafeler, süpermarket, sinema, eğlence alanlarıyla Bursa'da Türkiye ve dünyanın en seçkin markalarının yer aldığı uluslararası standartlarda çağdaş bir alışveriş ve yaşam merkezi ,zafer plaza.120 mağaza var.Tel : 0224 225 53 90 


 Tophane Meydanı – K 40.18663°, D 29.05751° 
Bursa merkezinde ve Kente hakim olan bu yüksek tepede bir taraftan çayınızı yudumlarken diğer yandan Bursa’nın panoramik görüntüsünü seyredebilirsiniz.Meydanda 1905 yılından günümüze gelen bir saat kulesi vardır. 


 Bursa Kalesi,Hisar Kapı ve Surlar – K 40.18552°, D 29.05791° 
 Bursa’da Osmanlılar öncesinden kalan en önemli eser surlardır.Bu surları şehrin kurucusu Bitin yalılar yaptırmış; Roma ve Bizanslar koruyup güçlendirmiştir.Osmanlılar ise surları dahada güçlendirerek günümüze gelmesini sağlamışlardır.Bu gün bu surları büyükçe bir bölümü yok olmuştur.Günümüzde surların en belirgin olarak görülebildiği kısım,Tophanedeki Hisar Kapı ( Saltanat kapısı ) denilen kısımdır. Bölgedeki anıtsal yapılar Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri,Saat Kulesi,Şehadet Camisi,Kurtuluş Savaşı anıtıdır.Özellikle bu bölgedeki Osmanlı mimarisi içinde özgün bir yere sahip olan Bursa evlerinin çoğu restore edilmiştir.En güzel örnek kale sokaktır.

 Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri- K 40.18663°, D 29.05751° 
 Tophane meydanında,tophane parkının içinde yer alır.Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin türbesi girişte soldadır.Oğlu Orhan Gazi’ye vasiyeti üzerine , aynı yerdeki Saint Elias Manastırı ,Bursa’nın fethinden sonra mescide çevrildi ve Osman Gazi buraya defnedildi.Daha sonra Osman Gazinin oğlu ; Osmanlıyı beylikten devlete geçiren, döneminde Rumeli'ye ayak basılan ,halka kendini sevdirmiş bir bey olan Orhan Gazi ( Tophane parkına girişte sağda kalan türbe ) ve Pek çok hanedan mensubunun buraya gömülmesi ile Osmanlının ilk hanedan mezarlığı teşekkül etmiş oldu.

 Kurtuluş Savaşı Şehitleri Anıtı – K 40.18663°, D 29.05751° 
 Tophane parkının girişinde Osman Gazi türbesi ile parkı çevreleyen demir parmaklıklar arasındadır.Anıt Bursa’nın kurtuluşu sırasında şehit düşen askerler anısına yapılmıştır.Anıtın çevresinde , şehit 11 askerin mezarları bulunmaktadır. 


 Kale Sokak 
 Tophane semtinde , Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbelerinin karşısında ; Asırlık eski Bursa evlerinin bulunduğu doğal müze görünümündeki ,Osmanlı Bursa’sını yaşatan bir sokaktır.Sokaktaki karşılıklı on kadar ev,Osmanlı sivil mimari örneklerine göre restore edilmiştir. 


 Haraççı oğlu(Cizyederzade) Medresesi Sosyal Tesisleri – K 40.18383°, D 29.05706° 
Bursa’nın ilk yerleşim bölgesi olan Hisar içinde , kavaklı caddesi üzerinde , kültürel amaçlı sosyal tesistir.1700’lü yıllarda medrese olduğu ve Bursa’nın ikinci büyük kütüphanesine sahip olduğu bilinmektedir.Yakınındaki Üftade Camii ve Türbesi ile bir huzur beldesi olan medrese ,şehrin gürültüsünden uzak,sosyal ve kültürel etkinliklerin düzenlendiği bir merkezdir.Bahçesi restoran ve çay bahçesi olarak hizmet vermektedir.


 Üftade Camii ve Türbesi – K 40.18292°, D 29.05756° 
 Haraçcı oğlu medresesinden devam ettiğimizde , Bursa’nın manevi sahiplerinde Üftade Hazretleri’nin camii ve türbesine çıkarız. Ulu camide gençlik yıllarında müezzinlik yapan Mehmet Muhyiddin o güzel davudi sesi ile Bursalıları mest eder ve vakit gelse de o ezan okusa diye beklenirdi.Bir gün Cami mütevellisi,her namaz öncesinde ahaliye türlü manevi lezzetler yaşatan bu genç ve heyecanlı delikanlıyı mükafatlandırmak ister ve kendisine birkaç akçelik maaş tayin eder.Muhyiddin bu maaş teklifini kabul ettiği günün gecesinde bir rüya görür , rüyasında ‘’ Mertebenden üftade ( düştün ) oldun ‘’ sözüne maruz kalır.Ertesi gün ‘’Nasıl böyle bir hata yaptım’’ diyerek hemen verilen maaşı terk eder.O günden sonrada Farsçada ‘’düşmüş,aşık,biçare’’manasına gelen ‘’Üftade’’ hitabını kullanmaya başlar. 


 Muradiye Külliyesi - K 40.18292°, D 29.05756° 
 Muradiye semtinde , II.Murad (Fatih Sultan Mehmed’in Babası) tarafından yaptırılan,Cami,hamam,medrese,imaret(aş evi) ile hanedana ait 12 türbeden oluşur.Osmanlı sultanları tarafından Bursa’da yaptırılan son külliyedir. Muradiye Türbeleri adeta Fatih’in aile kapristanıdır.Zira Fatih’in annesi,babası,ebesi,zevcesi,oğulları,torunları hep bu türbelerde yatmaktadır.Türbelerin önünde devrilmiş bir ulu çınar gövdesi dikkate çeker.Büyük ihtimalle II.Murad devrinden kalan 600 yıllık bir ağaçtır.


 Osmanlı Evi Müzesi – K 40.19147°, D 29.04564°
Muradiye medresesinin karşısına denk gelir.Halk arasında Fatih’in doğduğu ev olduğu rivayet edilir ama doğru değildir.Çünkü Fatih Edirne sarayında doğmuştur.Osmanlı evi,plan ve süslemeler açısından XVII.yy.Osmanlı hayat tarzını sergilemektedir. 


 Ulu umay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi – K 40.19166°, D 29.04612° 
 Müzede , Osmanlı dönemine ait 70 kıyafet,400 parça takı ve değişik etnografik eserler sergilenmektedir.Müzenin bahçesi Osmanlı çay bahçesi olarak düzenlenmiştir.Muradiye Mah. Kaplıca Cad. Aralık Sok.Ziyarete açık saatler: 10:00 – 17:00 (Pazartesi hariç her gün)Tel: 0224. 221 35 42


 Darülziyafe Sofrası – K 40.19099°, D 29.04652° 
 Muradiye Külliyesinin karşısında , Osmanlı yemeklerini yiyebileceğiniz bir mekandır.II.Murat Cad.No:36 Tel:0224 64 39 


 Hüsnü Züber Evi – K 40.18999°, D 29.04512° 
Muradiye semtinde XIX.yy ahşap Osmanlı konağıdır.1988 yılında sanatçı,koleksiyoncu Hüznü Züber tarafından alınmış,restore edilerek müze olarak hizmete açılmıştır.Müze Osmanlı konağı olarak dekore edilmiştir.Ziyarete Açık Saatler: 10:00 – 17:00 (Pazartesi hariç her gün)Tel: 0224. 225 48 13 


 Buradan sonra heykel mevkine yani ulucami,hanlar,Kapalıçarşı mevkine gitmek için geri dönüyoruz.Öncelikle aracımızı otoparka bırakıp,yürüyüş mesafesinde yer alan , yerleri gezeceğiz.


 Aracımızı park edip şehrin merkezini gezmek için 2 otopark önerisi.vede şehrin merkezinde otel önerisi : 


 Bursa Spor Katlı Otoparkı - K 40.18227°, D 29.06472° 
 Şehir merkezinde bir otoparktır.Aracınızı park edip Ulu Cami,hanlar bölgesi,Kapalıçarşı kısmını rahatlıkla gezebilirsiniz.


 Koca Ahmet Katlı Otoparkı – K 40.18378°, D 29.06592° 
Bu otoparkta şehir merkezinde yer alan bir otoparktır. 


 Hotel Dikmen – K 40.18206°, D 29.06164° 
3 yıldızlı bir otel.Ekim2009 fiyatı,iki kişi oda kahvaltı toplam120-TL/Gecelik.Şehrin merkezindedir.Cami ve hanlar,kapalıçarşı yürüyüş mesafesindedir.Tel:0224 224 18 40 


 Hotel Artıç – K 40.18343°, D 29.06136° 
 3 yıldızlı bir otel.Ekim2009 fiyatı,iki kişi oda kahvaltı toplam120-TL/Gecelik. Şehrin merkezindedir.Cami ve hanlar,kapalıçarşı yürüyüş mesafesindedir.Tel:0224 224 55 05 


 Hotel Kent 
3 yıldızlı bir otel.Ekim2009 fiyatı,iki kişi oda kahvaltı toplam140-TL/Gecelik.Şehrin merkezindedir.Cami ve hanlar,kapalıçarşı yürüyüş mesafesindedir.Tel:0224 223 54 20


 Şimdi gezintiye devam edelim. 


 Ulu Cami – K 40.18400°, D 29.06150° 
 Bursa merkezde , Atatürk caddesi üzerinde yer alan Ulu Cami ; Namaz kılmaktan,muazzam maneviyat yüklü atmosferinden,müezzinin içinize işleyen güzel sesinden hep etkilendiğim bir camidir. Osmanlı Devletinin dördüncü padişahı Yıldırım Bayezit Han,Haçlılarla 1396 yılında Niğbolu savaşının yapmıştı.Rivayete göre savaş öncesi Allah’a dua etmiş ve zafer gerçekleşirse yirmi cami yaptıracağı vaadinde bulunmuştur. Zaferi kazanınca da bu vaadini yerine getirmek istemiştir.Bu niyetini damadı olan Seyyid Emir Sultan Hazretleri’ne açar.Emir sultan ise 20 cami yerine , müminlerin toplanmasına vesile olacak 20 kubbeli bir cami yaptırmasını padişaha teklif edince,Padişahta yirmi kubbeli ulu camiyi yaptırmaya karar verir. Türkiye’deki Ulu camilerin en büyüğü olan ve yaklaşık beş bin kişinin namaz kılabildiği Ulu cami 1399 yılında ibadete açılmıştır.İlk imamlığını da Mevlit yazarı Süleyman Çelebi yapmıştır. Ulu Cami’ye girdiğimizde dikkati ilk çeken,caminin ortasında camekanlı kubbenin altında büyük bir şadırvanın olmasıdır.Rivayete göre,bu şadırvanın yerinde yaşlı bir kadının evi varmış ve kadın bütün teklif ve ısrarlara rağmen evini vermek istememiş.Onun için sonradan alınan bu yer ‘’kadının rızası olmadan namaz kılınması doğru olmaz’’ düşüncesi ile ilk etapta caminin iç avlusu şeklinde boş bırakılmış olup,sonraları buraya bugünkü şadırvan yaptırılmıştır.Havuzun üstüne denk gelen kubbe camekanlıdır.Bu sayede Ulu camiye aydınlık büyük oranda buradan sağlanır. Çok zengin Hat Sanatı örneklerine sahiptir. Bir nevi Hat Sanatları Müzesi gibidir. Üç boyutlu Kabe resmine dikkat edin.Değişik yönlerden bakıldığında Kabe ve kapısı bakan kişiye dönük görünmektedir. Sanki sizi davet eder gibidir. 


 Emir Han –K 40.18477°, D 29.06174° 
 Bursa’ya yapılan ilk bedesten olması bakımından önemli olan han, Bursa çarşısının çekirdeğini oluşturur. Osmanlı hanlarının ilk örneklerinden sayılır.Günümüzde handa,alt katta 36,üst katta 37 olmak üzere 73 dükkan vardır. 


 Kapalı Çarşı – K 40.18445°, D 29.06261° 
 Bursa Kapalı Çarşı aslında istanbul Kapalı Çarşıdan sonra Osmanlı Çarşıları içinde en büyük kapalı çarşı kompleksine sahiptir. Bursalılar için geleneksel alışveriş mekanıdır.Burada her türlü ihtiyacı kolaylıkla karşılayabilmek ve hanların ortasındaki avlularda soluklanabilmek mümkündür.Kapalıçarşı bölgesi , Osmanlının ilk döneminden itibaren birbirine yakın mesafelerde inşa edilmiş han ve bedestenlerin günümüzde birleşmesi oluşmuştur.Büyük depremlerden ve 1958 yılındaki yangından zarar gören çarşı,restore edilerek sürekli yenilenme durumundadır. 


 Koza Han – K 40.18424°, D 29.06396° 
‘’Koza’’ ipek böceğinin içinde büyüdüğü,ipek kılıfının adıdır.Koza han , koza satışı yapılan yer anlamında kullanılmıştır.Tarihte ipek yolunun Anadoludaki en önemli duraklarından bir olan handır.Bursa , Osmanlı döneminde ipek böcekçiliğinin merkezi durumunda idi,Bursa’da elde edilen ipek ile dokunan kumaşlar,Bursa ipeğinin ününü dünyaya yaymıştı.Günümüzde ise , Çin’in suni ipek üretimi ile baş edemeyerek yok olmuştur.Koza Hanın iç avlusunun ortasında altı şadırvan olan kubbeli bir mescit,mescidin civarında da çay bahçeleri bulunur.

 Bursa Kent Müzesi – K 40.18272°, D 29.06679° 
 Kent Müzesi’nde; Bursa kentinin tarihi, coğrafi, kültürel, sosyal, ekonomik, ticari ve turistik yapısına ilişkin bilgi ve belgeler görsel sunum, obje ve animasyonlarla tanıtılır.Müzenin bodrum katında yer alan ‘Tarihi Esnaf Sokağı’nda; Bursa’nın geleneksel ticaret hayatı özgün dekor ve canlandırmalarla tanıtılmaktadır.Giriş katında kentin tarihi gelişimi, birinci katta ise Bursa’nın özellikleri ve değerleri tematik olarak anlatılır. Bursa Kent Müzesi, kentin tam merkezinde bulunan Atatürk heykelinin arkasındadır.Atatürk Cad. Cumhuriyet Meydanı, Heykel. Ziyarete Açık Saatler: 09: 30 - 17:30 (Pazartesi hariç her gün) Tel: 0224. 220 26 26 


Kebapçı İskender – K 40.18323°, D 29.06530° 
 Bursa’da benim misafirlerimi yönlendirdiğim 3 iskender kebapçıdan biridir.Merkezde hanlar ve Kapalıçarşı bölgesine çok yakındır.Zaman zaman dükkan önünde içeri girmek için sıra bekleyenler ile karşılaşırım.1 porsiyon İskender Kebap fiyatı : 18-TL, İçecek:3-TL ( Ekim/2009 Fiyatı) 


 İskender Fahri Yavuz İskenderoğlu – K 40.18250°, D 29.06855° 
Bursa merkezdeki,diğer İskendercimizde burası.Bir öncekine göre daha geniş bir yeri vardır. 1 porsiyon İskender Kebap fiyatı : 16-TL, İçecek:3-TL ( Ekim/2009 Fiyatı) 


 Küçük Saray Pideli Köfte – K 40.18307°, D 29.06153° 
Pideli köfte , Bursa’nın en eski lezzetlerinden birisidir.Aslında İskender kebaptan esinlenerek yapılmış bir yemektir.İskender den farkı,pidelerin üzerinde döner yerine küçük köftelerin bulunmasıdır. 1 porsiyon pideli köfte fiyatı : 7-TL, İçecek:2-TL ( Ekim/2009 Fiyatı) 


 Aynalı Çarşı Pide ve Cantık Salonu - K 40.18449°, D 29.06294° 
Kapalı çarşı esnafının uğrak yeri olan ,cantık ve pide salonudur.Cantık bildiğim kadarı ile pide hamuruna yuvarlak ve daha küçük olarak biçim verip,ortasına kıyma veya kaşar,kuşbaşı ,lor konulması ile oluyor.Bu salonada aileniz ile rahatça gelebilirsiniz.22 yıldır aynı yerde.Ortam küçük,çarşı içi ama temiz,personel güleryüzlü.1 adet kıymalı cantık fiyatı:1,75-TL,ayran 1.5-TL (Ekim/2009 Fiyatı ) 


 Çiçek Izgara – K 40.18456°, D 29.06482° 
Bursa’nın en güzel ızgara mekanlarından birisidir.Izgara et , köfte,piyaz çeşitleri vardır.11-21.30 arası açıktır.Tel: 0224 221 12 88 


 Lalezar Türk Mutfağı Lokantası – K 40.18210°, D 29.06887° 
Eğer , yukarıda saydığımız kebap , köfte , pide türü bir şey yemek istemiyorsanız,sulu yemek arıyorsanız,işte yine şehrin merkezinde tavsiye edeceğim.bir lokanta.Buraya da ailecek güvenle gidebilirsiniz. 


 Kafkas Kestane Şekeri ve Pastanesi – K 40.18307°, D 29.06565° 
Kestane şekeri Bursanın özgün tatlarındandır.Eskiden Uludağ eteklerinde çokça yetişen kestane meyvesinden üretilen bu şeker günümüzde Dünyanın dört bir yanına Bursa’nın adını taşıyan bir öz değer olmuştur.Fiyatları : Küçük Boy: 17-TL , Orta Boy:27-TL,Büyük Boy: 32-TL’dir.(Ekim/2009 Fiyatı.) 


 Ulus Pasta ve Şekerleme – K 40.18361°, D 29.06096° 
1928 yılından beri faaliyet gösteren bir pastane.Badem ezmesi,fıstıklı cevizli güllü lokumları,karadut şerbeti güzel. 


 Cafe Koza – K 40.18346°, D 29.06372° 
Bursa merkezde biraz cadde üstü olması sebebi ile , araba gürültüsü olsada; Ulu cami ve hanlar bölgesini seyreyleyip, bir çay kahve içmek için güzel bir yer.

 Mahvel Kahvehanesi – K 40.18075°, D 29.06997°
Gökdere üzerindeki Setbaşı Köprüsü’nün güney-doğu ucunda yer alan tarihi kahvedir. Günümüzde Mahfel-Mado adıyla işletilmektedir.Bursa’nın en eski kahvesi olarak bilinir. 1890’larda çekilmiş fotoğraflarda Mahfel Kahvesi’ni görmek mümkündür. Çınar gölgeli bir bahçesi vardır.Mahfel Mado’nun alt katında bir de sanat galerisi yer almaktadır. 


 Irgandı Çarşılı Köprüsü – K 40.18188°, D 29.07122° 
Dünyada sadece 4 tane bulunan bir tarihi çarşılı köprüdür.Köprü üzerinde oymacı,sedefkar,tezhip ve hat atölyesi,nakış hane,ebru çalışması yapılan mekanlar bulunmaktadır. 


 Bursa Anadolu Arabaları Müzesi – K 40°10’38.43’’, D 29°04’16.39 
TOFAŞ Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Türkiye‘nin ilk ve tek Anadolu Arabaları Müzesi’dir. Toplam 17.000 m2 ‘lik bir alanı kapsayan, Umurbey Mahallesi’ndeki eski bir ipek fabrikası TOFAŞ tarafından restore edilerek, 28 Haziran 2002‘de müze olarak halkın ziyaretine açılmıştır. TOFAŞ Bursa Anadolu Arabaları Müzesi”, sadece eski araba müzesi değildir. Onlar Anadolu’daki binlerce yıllık araba sanayinin ve kültürünün canlı ve etkili köşe taşlarıdır. Anadolu tasarım tarihinin çok değerli ve anlamlı ürünleridir. Bu “yeni ustaların, eski ustalara” bir teşekkürüdür. Ücretsiz gezilebilen müze, pazartesi hariç her gün 10.00-17.00 arası açık. Tel: 0224 329 39 41 Umurbey.Mah.Kapıcı Sokak.Yıldırım.



 Türk İslam Eserleri Müzesi – K 40.18142°, D 29.07364° 
Önceleri Arkeoloji Müzesi yapıtlarının sergilendiği Yeşil Medrese, 1975 yılından itibaren Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak hizmete girmiştir. Binada 12. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan maden, seramik, ahşap, işleme, silah, el yazması kitaplar, sikke, kitabeler ve mezar taşları ile etnografik malzeme teşhir edilmektedir.Yeşil Külliye Yanı, Yeşil Mah. Yeşil Cad.Ziyarete Açık Saatler: 10:00 – 17:00 (Pazartesi hariç her gün).Tel: 0224. 327 76 79 


 Yeşil Cami – K 40.18195°, D 29.07455° 
Yeşil semtinde bulunan cami, 1419 yılında, Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Yeşil Cami, Bursa’nın olduğu kadar Türkiye’nin en güzel tarihsel yapılarından biridir. Yapıda, bazı Bizans döneminden kalma yapı malzemesi de kullanılmıştır. Yeşil Camii’nin girişindeki taç kapı, Türk taş oymacılığının güzel bir ürünüdür. Caminin büyük bölümü çini ile kaplıdır. İç duvarlar, tavanlar, mahfiller ve geçiş eyvanları tümüyle çiniyle kaplıdır. Camideki çini işçiliğinin en mükemmel örneklerinden biri de, on metreden yüksek olan mihrabıdır. Çeşitli geometrik motiflerle çiçeklerin yer aldığı mihrap, caminin en güzel yerlerinden biridir. Pencere kapakları, devrin ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir. Cami içinde güzel bir şadırvan vardır. Şadırvanın tek parçadan yapılmış fıskiyesi eşsiz inceliktedir. 


 Yeşil Türbe – K 40.18183°, D 29.07472° 
Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Çelebi Sultan Mehmet’in kendisi için yaptırdığı türbe , ölümünden 40 gün önce bitmiştir.Kendisine haz vakarı ile duran ve tamamen çini dekorasyona sahip sandukası Türbenin içindedir.Türbe’ye yeşile bakan mavi (firuze-turkuaz) çiniler ile kaplı olmasından dolayı halk tarafından ‘’Yeşil Türbe’’ ismi verilmiştir.Yeşil Camiinin karşısında olan Türbe günümüze kadar ulaşan en muhteşem çinili mihraba sahiptir. 


 Yeşil Antikacıları – K 40.18183°, D 29.07472° 
Yeşil Külliyesinin etrafındaki açık hava müzesini andıran dükkanlardan mobilya ve ev eşyalarının dışında cam sanatı,sedef işçiliği,gümüş,metal eşya,gramofon,eski halı,takı gibi her tür eski eşyayı ve antikayı alabilirsiniz. 


 Yeşil Kahvehanesi – K 40.18183°, D 29.07472° / Yüce Hünkar Cafe - K 40.18240°, D 29.07482°
Burada çay , türk kahvesi molası vererek dinlenebilirsiniz.

 Emir Sultan Türbesi ve Emir Sultan Cami - K 40.18025°, D 29.08493° 
Emir Sultan, Bursa’ya Yıldırım Bayezıd döneminde Buhara’fan gelerek yerleşen tarikat ehli bir büyük zattır.Peygamber Efendimize(sav) soyundan geldiği için’Emir’’ adını,gönüllere taht kurduğu için ‘’Sultan’’unvanını almıştır. Sultan Yıldırım Bayezit’in damadı olan büyük zatın yattığı türbede kendisinden başka hanımı iki kızı ve oğlu Emir Ali yatmaktadır.Günümüzde kentin en önemli ziyaretgahlarından biri olarak saygı görmektedir.Nişanlanan,evlenen gençler,sünnet edilen çocuklar Emir Sultan’ı mutlaka ziyaret eder,atılan adımların hayırlara vesile olmasını dilerler.Türbe gün boyunca ziyaretçilerle dolar taşar. Emir Sultan camiside,hanımı tarafından ,Emir Sultan adına yaptırılmıştır. 


 Yıldırım Bayezid Türbesi Camii ve Yıldırım Külliyesi - K 40.18732°, D 29.08177° 
Yıldırım Külliyesi – Cami,türbe,medrese,darüşşifa,hamam,çeşme ve su kemerinden oluşan ve Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan külliyedir.Yıldırım Bayezid’in Türbeside bu külliyenin içindedir.

YILDIRIM CAMİ
Yıldırım Camii, Yıldırım semtindeki tepe üzerinde Yıldırım Külliyesi’nin ortasında yer almaktadır. 14. yüzyılın sonlarında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan camii, zengin taş işçiliğiyle dikkat çekmektedir. Bulunduğu bölgedeki kuvvetli lodoslar ve depremler nedeniyle iki minaresi de yıkılmış olan caminin bugün kullanılan minaresi yakın tarihte betondan yapılmıştır. Yıldırım Camii’nde giriş eyvanına mukabil yanlarda iki oda vardır. Bu odalara dışarıdan da girilebilmektedir. Ortada arka arkaya iki kubbe, yanlarda birer eyvan ile birer ocaklı ve küçük pencereli oda bulunur. İki ana kubbeyi birbirinden ayıran büyük kemerde ve pencerelerde kullanılan Bursa Kemerleri, camiye ayrı bir özellik kazandırmaktadır. Yıldırım Camii’nin merkez kubbesi, iç mekana ferahlık veren bir yüksekliğe sahiptir. Duvarları kesme taşlarla kaplıdır. Namaz kısmı ve yandaki eyvanlar zeminden yüksektir ve eyvanların üstü sivri tonozların oluşturduğu sekiz köşeye oturan kubbeyle örtülmüştür. Kare plan üzerine oturan mihrap kubbesi ise sekiz sıra stalaktitli yaşmak ile örtülüdür. Köşelerinde cilalı yeşilimsi mermer sütunlar vardır. Caminin doğu ve batısındaki odalar alçıdan, ufak, büyük hücreli ve maşalıklıdır. Stalaktit saçaklı, geniş ajurlu, on iki yıldızlı ve yeşil çini parça kakmalı, süslü nesih ve kufi hatla yazılı hadis ve dualarla bezenmiş odalar çapraz tonozla kaplıdır. Ön cephede yer alan ayaklar ve bunları bağlayan kemerler kurşuni renkli mermerden yığma olarak yapılmıştır. Revak, beş kubbe ile örtülüdür.


YILDIRIM MEDRESESİ 
Yıldırım Camii’nin kuzeybatısında yer alan Yıldırım Medresesi, 1399 yılında Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılmıştır. Dershanenin yıldız ve düz tuğlalarla yapılan süslemeleri, güzellikleriyle göz doldurmaktadır. 


YILDIRIM DARÜŞŞİFASI 
Yıldırım Camii’nin 250 m. doğusunda yer alan Yıldırım Darüşşifası, külliyenin bir parçası olarak 1390-1394 yılları arasında Yıldırım Beyazıd tarafından inşa ettirilmiştir. İlk Osmanlı Hastanesi olarak kabul edilen Darüşşifa’nın açıldığı dönemde 1 başhekim, 2 hekim, 2 eczacı, 2 şerbetçi, 1 aşçı ve bir ekmekçiden oluşan kadro ile hizmet verdiği bilinmektedir. Ayrıca Yıldırım Beyazıd' ın isteği üzerine Mısır Sultanı Berkok tarafından, o dönemin ünlü doktorlarından Şemsettin Sagir de hastanede görevlendirilmiştir. Akıl ve sinir hastalıklarının da tedavisinin yapıldığı kuruluşta, sadrazam Çandarlı İbrahim Paşa da tedavi görmüş ve sağlığına kavuşmuştur. 


 Cumalı Kızık Köyü - K 40.17693°, D 29.17294° 
Osmanlı yerleşimlerinin yavaş yavaş Bursa civarına kaydırıldığı dönemde kurulmuş 700 yıllık bir vakıf köyü Cumalıkızık. Osmanlı’nın erken dönemine ilişkin sivil mimarinin en güzel örneklerini barındıran, tarihi dokusunu günümüze dek koruyabilmiş bir açık hava müzesi aynı zamanda... Bursa’ya 20 dakika mesafedeki 700 yıllık Osmanlı köyüdür.Bol bol fotoğraflık malzeme ile döneceğiniz Cumalıkızıkta kahvaltı yapmanızı tavsiye ederiz. Konaklama İsteyenler için 2 öneri : Bulanlar Konak Tel:0224 372 48 69 Mavi Boncuk Pansiyon Tel:0224 373 09 55 Bursa’nın 10 kilometre doğusunda, Bursa-Ankara kara yolundan Uludağ eteklerine sapan yol, kilometre sonra Cumalıkızık köyüne ulaşıyor. Bursa’nın yanı başında bulunan yerleşim, hiç apartmanı olmayan, mimari dokusu bozulmadan günümüze ulaşmış ender köylerden biri. Uludağ eteklerinde yer alan Cumalıkızık köyünün kuruluşu çok eskilere dayanıyor. Orhan Gazi Bursa’ya girmeden önce birçok yerleşim alanı kurmuş: Bayındırkızık, Derekızık, Hamamkızık, Değirmenlikızık, Fidyekızık. Bunların arasından topluca gidilip cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık denmiş. Köyler birbirine yakın olduğu için, bir sigara içimlik sürede birinden çıkıp diğerine ulaşılıyormuş. Birbirine yakın köylerdeki evler de iç içe inşa edilmiş. 700 yıllık cami, evlenme törenleri ile bayramlarda kullanılan tarihi hamam, Sanatevi ve Etnografya Müzesi Cumalıkızık’ta görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Tarihi evleri, camisi, çeşmesi, daracık sokakları, çağa ayak uyduran yaşantısıyla Osmanlılar'dan kalan bu sevimli köy, yabancı turistlerin de ilgi odağı olmuş. Tamamı sit alanı olan köy içinde beton yapı apartman hiç yok. 350 haneli Osmanlı köyünün şirin ve sağlıklı yapıları çeşitli restorasyonlarla günlük hayata ayak uydurmuş.Kimisi gözlemeci, kır lokantası, bazısı pansiyon olmuş. Köyün daracık sokaklarında yürürken kendinizi tiyatro dekoru içinde sahnede hissediyorsunuz. 700 yıl öncesine dayanan tarihi evlerde film çevirenlere bile rastlıyorsunuz. Yerli köy halkı köylerini ziyaret eden turistlere evlerine gelmiş konuk misafirperverliği gösteriyor. Narenciye dışındaki kiraz, ceviz, kestane başta olmak üzere ahududu, meyve ve sebzeleri yetiştirmek için yaptıkları çalışmaları gözlemliyorsunuz. Çalışkan köy halkının bir kısmı ise köy evlerinin bahçelerine açtıkları gözleme üniteleri ile konukları hem soluklandırmak, hem köy atmosferini yaşatmak, hem de patatesli, peynirli, patlıcanlı, tahinli çeşitli otların ilavesiyle hazırlanan gözlemeleri damak zevkinize sunuyorlar. Fotoğraf çekmek, resim yapmak gibi sanatsal faaliyetlere imkan veren Cumalıkızık Köyü'nden ayrılıp bu defa 3 km öteye, Bursa'dan 12 km uzaklıkta yer alan Sait abat Şelalesi'ne geliyorsunuz.

 Sait abat Şelalesi - K 40.14881°, D 29.23722° 
Bursa’dan 12 km uzaklıkta yer alır. Coşkun bir şelale... Gürül gürül sesi ile akarak önünüzden koşarcasına geçiyor. Su sesine karışan alabildiğince kuş sesi... Yemyeşil çimenler ve çınar ağaçlarıyla çevrili bir alan... Sait abat Şelalesi işte böyle bir atmosfer sunuyor sizlere... Bu ortamda piknik ve spor yapmak, yemek yiyip yürüyüşe çıkmak ve dinlenmekten başka yapılacak pek bir şey yok. Uludağ eteklerindeki bu mekan büyük bir bahçe görüntüsünde. Şelalenin aktığı kanyon ve suyun yarattığı serinliği yaşamak insanın yaşama arzusunu da artırıyor. Çevredeki kır lokantalarında piknik yapmanın tadına doyamazken, doğa harikası ortamda ayrılmak istemiyorsunuz 


 2. ROTA BAŞLANGICI 


 Kültürpark – K 40.19220°, D 29.04712° 
 Bursa kent merkezinin oksijen deposu olarak bilinen kültürpark; çay molası verebileceğiniz,yürüyüş ve spor yapabileceğiniz,göl kıyısında oturabileceğiniz,yazın çocuklarınızla ailecek hoş vakit geçirebileceğiniz,çınar,kestane ağaçları ile bezeli yemyeşil bir parktır.Bursa’nın en büyük dinlenme yeri olan park içinde,sandalla gezilen bir göl alanı,çay bahçeleri,lokantalar,lunapark,Arkeoloji müzesi ve festivallerin yapıldığı açık hava tiyatrosu bulunur. 


Hotel Çelik Palas – K 40.19602°, D 29.03919° 
 Atatürk’ün 2.şubat 1928 de ,Çelik palas ta konaklarken yazdığı yazı: 
Bursa: 2, Şubat, 1938 Bu defa Bursa'yı ziyaretim münasebeti ile Bursa'nın resmî ve hususi bütün teşekkülleri ve güzel şehrinizin bütün vatandaşları tarafından hakkımda izhar edilen sevgi ve saygıdan çok duygulandım. Modern bir zihniyetle ve temiz bir konforla vücuda getirilen Çelik Palas'ta beni konuklayan Bursa'lıların yüksek misafirperverliklerinden çok mütehassis oldum. Burada Türk milletinin siyasi ve medeni yüksekliğini gösteren parlak deliller gördüm. Bunda mütevellit tahassüs ve teşekkürlerimin sevgili Bursa'lılara iblağını rica ederim. Bursa kaplıcalarının büyük ve medeni ihtiyaçlarından birini karşılayan Çelik Palas otelinin, Bursa Belediyesinin de himmet ve muaveneti ile daha fazla inkişaf edebilmesini temin için bu otelin ait olduğu şirketteki (34.840) Türk liralık hissemi Belediye'ye terk ediyorum. Aynı zamanda vakti ile Bursa Belediyesinin (1923) tarihinde bana hediye etmiş olduğu otel bahçesine muttasıl köşkümü de bütün müştemilatı ile Belediye'ye hibe ettim. Bu köşk otelin bir anneksi olarak kullanılacak ve Bursa Belediyesi bu köşkün bedelini takdir ettirerek Şirketten o miktar hisse senedi mübayaa edecektir. K.ATATÜRK Tel:0224 233 38 00 


 Atatürk Müzesi – K 40.19504°, D 29.04010° 
Çelik Palas otelinin hemen yanında , 19 yüzyıl sonlarında yapıldığı sanılan bir köşktür.Bursa’yı ikinci ziyareti sırasında satın alınarak,Atatürk’e armağan edilmiştir.Atatürk’te binayı 1938 de Belediyeye armağan etmiştir.Köşk 1973 yılında Atatürk müzesi olarak açılmıştır.Salon ve odalarda Atatürk’ün kullandığı eşyalar ile birlikte sergilenmektedir.Tel:0224 234 77 16 


 Süleyman Çelebi Anıt Mezarı – K 40.20151°, D 29.02882° 
Yıldırım Bayezıd’ın divan imamı iken Ulu Cami açılınca Orada imamlığa başlayan ve vefatına kadar da imamlığı sürdüren Süleyman Çelebi yaklaşık 600 yıldır dünyada en çok okunan , Hz.Muhammed’in kişiliğini anlatan ve öven Mevlüd’ün yazarıdır.Çekirge semtine giderken solda kendisine bir anıt mezar yapılmıştır. 


 Karagöz Müzesi – K 40.20151°, D 29.02882° 
Karagöz evinde Prof.Dr.Metin AND’ın 61 parçadan oluşan , Karagöz figürleri koleksiyonunu gezebilir ve gölge oyunu ustalarından gösteri izleyebilirsiniz.Tel:0224 232 18 71

 İnkaya Çınarı ve Köyü – K 40.1824226, 29.0167389 
Çekirge yolu üzerinden , Uludağ’a çıkarken 3km uzaklıkta inkaya köyünde,600 yıllık tarihi çınar ağacının gölgesinde oturup çayınızı yudumlayıp veya köylülerin ürünlerinin yer aldığı bir kahvaltı yapabilirsiniz.Yada mevsimin meyvelerinden yiyebilirsiniz.İnkaya köyünü geride bırakıp yola devam ederseniz uludağ'a kadar çıkarsınız ama biz onu diğer bir rota ya dahil edip , şehir turumuza devam edelim.

 Misi Köyü (Gümüştepe) – K 40.18038°, D 29.97535° 
Bursa’nın merkezinden 12 km.uzaklıkta,doğallığından hiçbir şey kaybetmemiş başka bir güzellikle sizi ağırlar tarihi eski bir rum köyü olan Misi köyü. 


Korupark AVM. – K 40.25022°, D 28.95864° 
Bursa-Mudanya yolu üzerinde, yüzlerce mağaza ve 9 sinema salonunun bulunduğu bir alış veriş merkezidir.İstanbul’daki cevahir ve Ankara’daki Ankamall’dan sonra Türkiye’nin 3.büyük AVM’si olduğu söylenir. 


 Özdilek AVM. - K 40.26772°, D 28.94869° 


 Mudanya - K 40.37662°, D 28.88514° 
Bursa’ya 20 km uzaklıktaki Mudanya,Bursa’nın en eski liman kentlerinden biridir.Rumlardan kalma mahalleleriyle ve sahilindeki deniz turizmi ile dikkati çeken mudanya’dansahilyolu ile batıya doğru gidilirse bölgenin en şirin beldelerinden Trilye/Zeytinbağı Siği/Kumyaka köylerine gelinir. 


 Mudanya Montania Otel - K 40.37233°, D 28.89094° 


 Mudanya Mütareke Müzesi - K 40°22’45.31’’, D 28°52’58.34’’
11 Ekim 1922 tarihinde TBMM hükümeti ile ihtilaf devletleri arasında Türk-Yunan savaşına son veren ateşkes anlaşmasının , Mudanya Mütarekesi’nin imzalandığı tarihi evdir. Rus asıllı tüccar Aleksandr Ganyanof’a ait olan ev, Mudanyalı iş adamı (şeker kralı) Hayri İpar tarafından satın alınarak onarılmış ve 1937 yılında Mudanya Belediyesi’ne bağlı bir müzeye dönüştürülmüştür. 1959 yılında Eski Eserler Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Bodrum ve çatı katı dışında 2 katlı bir ahşap evdir. 19.yy sonlarının mimari yapısına sahiptir. Arsa alanı 800 metrekare, bina alanı 400 metrekaredir. 13 odası ve 2 büyük salonu vardır. Birinci katta mütarekenin imzalandığı salon ve görüşmelerde Türkiye’yi temsil eden İsmet İnönü’nün çalışma odası, üst katta İsmet Paşa ve yaverlerinin yatak odaları yer almaktadır. İsmet Paşa’nın çalışma odasında Paşa’nın kızgın olduğu bir anda yumruğu ile ikiye böldüğü mermer masa sergilenir. Mütareke dönemine ait eşyaların korunduğu evde o döneme ait fotoğraflar ve belgeler de sergilenmektedir.Tel: (0224) 544 10 68 


 Siği Köy (Kumyaka) – K 40.38016°, D 28.85216° 
 Mudanya ilçesinin sayfiye köylerinden biridir.Mudanya ve Zeytinbağı’nın ortasında , Roma-Bizans döneminden kalma eski bir kenttir.Siği sahilinde,denize nazır asma ağaçlarının gölgesinde , sessizliğin sesini dinleyerek çay keyfi yapabilirsiniz.

 Trilye(Zeytinbağı) – K 40.38454°, D 28.78934° 
Bursa’ya bağlı Mudanya sahilinin keşfedilmemiş cennet köylerinden biridir.Balığı ve Zeytinyağı ile meşhurdur.Konaklama için : 
Hotel Trilye 0224 563 22 20 , Savarona Pansiyon 0224 563 26 08 , Çınar Butik Otel 0224 563 20 33

DİĞER 
SUKAYPARK – K 40°14’06.74’’, D 29°02’30.24’’ 
Türkiye’nin ilk kablolu Su Kayağı Tesisi (Sukay Park) Bursa’nın Osmangazi ilçesinde faaliyet göstermektedir. Bursalılar kışın Uludağ’da karda, yazın Çukurca’daki suni gölün üzerinde kayak keyfi yaşayacak. Tesis, 35 bin metrekarelik gölet ve 5 bin metrekarelik ada ile yeşil alanlardan oluşuyor. Göletin derinliği 1,5 metre. Tesisin ortasında çeşitli cemiyet ve eğlencelere hizmet verebilecek ada bulunuyor. Adaya ulaşım, gölet altındaki tünelden sağlanıyor. Tesiste, su kayağının yanı sıra voleybol, tenis kortları ve kauçuk atletizm parkuru gibi birçok spor bir arada yapılabiliyor

 Bursa Yeşilinin Minyatürü – Botanik Park - K 40.21767°, D 29.03956° 
 Bursa’da yeşil kuşak kapsamında, kente bol oksijen, yeni dinlenme ve sağlıklı spor alanları kazandırmak amacıyla İzmir-İstanbul yolu üzerinde Bursa Hayvanat Bahçesi’nin bitişiğinde kurulmuştur.1998 yılında hizmete açılan Soğanlı Botanik Parkı; 400.000 m2’lik alanında, 150 türden 8000 ağaç, 76 türden 100.000 çalı, 20 türden 50.000 yer örtücü ve 27 türden 6000 gül ile Bursa Ovası’nı korumakla birlikte, bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalara da açık bir parktır. Ziyaretçilerine sağlıklı yaşam için spor yapma imkânı da sunulan parkta 12 kilometrelik doğal yürüyüş yolları, doğal koşu yolu, 1 kilometrelik soğuk asfalt kaplamalı bisiklet yolu ve göletler bulunur. Parkta bisiklet kiralamak mümkündür.Botanik Park’ta 17. 18. ve 19. yüzyıllara ait bazı ünlü eski Bursa evlerinin benzerleri inşa edilmiştir ve restoran, cafe, kebap salonu olarak hizmet vermektedir. Botanik Park’ta Japon Bahçesi, Fransız Bahçesi, İngiliz Bahçesi, gül bahçesi, kaya bahçesi, kokulu bitkiler bahçesi, şekilli bitkiler bahçesi gibi adlarla değişik bahçe alanları oluşturulmuştur. Her yıl uluslararası Lâle Festivali nedeniyle 200-250.000 lâle ekilir Bursa Hayvanat Bahçesi – Bursa Zoo Park - K 40.21828°, D 29.04706° 1998′de hizmete açılan ve Avrupa Hayvanat Bahçeleri Birliği (EAZA) üyesi olan Hayvanat Bahçesi içinde 206.600 m2’lik bir alanı kapsayan meşe ağırlıklı 3.000 ağaç, 32.000 çalı, 14.300 yer örtücüsü ve çiçek bulunmaktadır. Ayrıca, 3.750 metrelik yürüyüş yolu ve 6.185 metrekarelik 11 gölet vardır. Bursa Zoo Park’ta, yılan, timsah, zebra, iguana, pelikan, ördek, flamingo, deve kuşu, kartal, atmaca, şahin, akbaba, baykuş, kelaynak, ayı, kurt, yaban domuzu, deve, geyik, ceylan, leopar, lama, yaban eşeği, arslan, maymun, tavus kuşu gibi hayvanlar; köy tarzında düzenlenen binalarda da çeşitli kümes hayvanları, sülün, güvercin, papağan gibi kuşlarla, at, inek, koyun ve keçi gibi evcil hayvanlar bulunur. Hayvanat Bahçesi toplam 500 adet ve 67 farklı türde hayvan barındırmaktadır.Hayvanat Bahçesi’nde eski köy evleriyle köy yaşantısının canlandırması da yapılmaktadır. Bursa Hayvanat Bahçesi doğal yaşama uygun olarak düzenlenmiş hayvan barınakları ile Türkiye’nin en büyük ve Avrupa standartlarındaki tek hayvanat bahçesidir.

Merinos Kültür Parkı - K 40.19945°, D 29.04896° 


 VE ŞİMDİDE ULUDAĞĞĞĞĞ ULUDAĞ

Karayolu ile Uludağ’a Bursa’dan 36 km olan karayolu ile kendi arabanızla Uludağ’a çıkmayı düşünüyorsanız, kentin batısındaki Çekirge yolu 3. km’deki İnkaya Köyü’nde, 600 yıllık tarihi İnkaya Çınar Ağacı’nın gölgesinde, köylülerin en güzel ürünlerinin servis edildiği nefis bir kahvaltı yapabilirsiniz. 
Uludağ’dan dönüşte ise çapı 3, yüksekliği ise 35 metre olan bu anıt ağacın gölgesinde yorgunluk çayı içebilirsiniz. 
Yola devam ettiğinizde yolun hemen kenarında özellikle kış aylarında geyiklerin toplanarak koruma altına alındığı “Geyik Çiftliği” dikkatinizi çekecektir. Geyik Çiftliği’nden sonra Uludağ Milli Park sınırlarına da girmiş oluyorsunuz. 
Kirazlıyayla’ya ulaşıncaya kadar sağlı sollu birçok et ve mangal restoranı göreceksiniz. Kirazlıyayla mevkiinde yol ikiye ayrılır. Birinci yol sizi Sarıalan’a götürürken, ikinci yol da sizi Soğukpınar köyüne götürür. Köyün yakınında Aras Şelalesi’ne de uğrayabilirsiniz. Bu köyden Keles’e, Keles’ten de yörük şenliklerinin yapıldığı Kocayayla’ya ya da İnegöl’e kadar gidebilirsiniz. Tabii ki altınızda iyi bir cip olmalı. Şüphesiz yol boyunca bol bol fotoğraf malzemesi toplayacaksınız.

Teleferik ile Uludağ’a Uludağ teleferiği, Türkiye’nin en uzun teleferiğidir. Yıldırım’daki Teleferik semti(K40.17201°, D 29.08343° ) ile Uludağ’daki Sarıalanyaylası arasında, 1963 ‘te kurulmuştur. Kadıyayla istasyonundaki aktarma ile toplam 4766 metre uzunluğundadır. 374 metrelik rakımdan başlayan yolculuk, yaklaşık 20 dakika sonra 1634 metrelik rakımda sona erer.


Yıldırım semtindeki Teleferik kalkış istasyonuna arabasız gidecek olanlar,Heykel(Merkez) semtinde,Bursa Kent Müzesinin yanından kalkan dolmuşlara binerek,teleferik kalkış istasyonuna gidebilirler. Teleferik ile kayak takımlarını taşımak yasaktır. Bu nedenle sadece piknik ve doğa yürüyüşü gibi amaçlarla Uludağ’a gidenler teleferiği kullanır, kayak için gidenlerin karayolu ile ulaşımı tercih etmesi gerekir.( Ya kendi araçları ile yada Bursa Merkez Tophane semtinden kalkan dolmuşlar ile Uludağ’a çıkabilirler.) Teleferik Tel: (224) 327 74 00 


1963 yılından bu yana kullanılan Teleferik, Bursa’nın Teleferik semtinden 20 dakikada bir kalkar. 30 kişilik kabinler ile önce 1235 metre yükseklikteki Kadıyayla’ya gelinir, orada kabin değiştirilir ve 1621 metre yükseklikteki Sarıalana’a giden kabinlere binilir. Yolculuk her iki kademe arasında yaklaşık 8’er dakika sürer. 


Uzunluğu 4817 metre olan Teleferiğin ilk durağı olan Kadıyayla’da sadece durak binası ve hediyelik eşya dükkânı vardır. Sarıalan’da kır gazinosu, hediyelik eşya satış dükkanları, piknik alanları, et-mangal lokantaları, bungalovlar, çadır alanları gibi tesisler bulunur.


 Bursa merkezde Tophane semtinden kalkan , Taksi dolmuşlarla da gelebileceğiniz Sarıalan’da “kendi pişir, kendin ye” restoranlarında keyifli bir gün geçirebilirsiniz.Özellikle Palabıyık lâkaplı Cemâl Amca’nın yerini tavsiye ederiz.

Daha ileri gitmek isteyenler, Sarıalan’dan minibüse binerek 7 km. uzaklıktaki Oteller Bölgesi’ne gidebilir. Değişiklik olsun isterseniz eğer; Sarıalan’dan iki kişilik telesiyejlere binerek biraz daha ilerideki Çobankaya Yaylası’na ulaşabilirsiniz. Çobankaya’ya ulaştığınızda, bütün ovanın ayaklarınızın altına serildiği Bakacak mevkiinde yorgunluk çayı içmeyi sakın unutmayın. Hava açıksa Marmara Denizi’ni hatta İstanbul’un siluetini dahi bu tepeden görebilirsiniz. Hava açıksa, teleferik yolculuğu oldukça keyifli olur. Şehriyle, ovasıyla bütün Bursa’yı aynı anda görebilir, fotoğraflayabilirsiniz. Kimi zaman çam ve kestane ağaçlarının, kimi zaman da “Kaynana Çukuru” gibi derin uçurumların üzerinden geçerek Uludağ’a ulaşabilirsiniz. Bu arada her direk geçişinde teleferiğin biraz sallandığını hatırlatalım ki bu sizi korkutmasın. Eğer hava kapalı veya yağmurlu ise topraktan fışkıran o tertemiz oksijeni içinize çekerek çayınızı yudumlayabilirsiniz. Ya da kar tutmuşsa oteller bölgesinden kiralayacağınız kayak takımlarıyla Uludağ’ın keyfini kayarak çıkarabilirsiniz.

Uludağ’a sabahları Bursa Merkez Tophane semtinden kalkan, taksi-dolmuşlara binerek karayolu ile çıkabilirsiniz. Dönüşünüzü teleferik ile yapabilirsiniz. Ya da teleferik ile Uludağ’a çıkıp, taksi dolmuşlarla kara yolundan dönüş yapabilirsiniz.


Otelinizde dinlendikten sonra yapacağınız bir hamam sefası bütün yorgunluğunuzu üzerinizden atacaktır. 


 Hamamlar ve Kaplıca : 
 Günümüze gelebilen Bursa merkezindeki kaplıcaların en tanınmışları; Sultan I. Murat tarafından yaptırılan Eski Kaplıca, K 40.20271°, D 29.02401° ; Sultan I. Bayezit tarafından yaptırılan Kükürtlü Kaplıca (Uludağ Üniv. Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi Kükürtlü Caddesi Tel: 0224. 234 76 87) ; Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa tarafından yaptırılan Yeni Kaplıca K 40.19886°, D 29.03858°( Kükürtlü Mahallesi Yeni Kaplıca Caddesi No: 6 Osmangazi/BURSA Tel: 0224. 236 69 68) ; Kara Mustafa 
Paşa’nın kendi adına yaptırdığı Kara Mustafa Paşa Kaplıcaları’dır. K 40.19937°, D 29.03806° Ayrıca I. Murat dönemine ait Gırçık (Çıkçık) Hamamı, 14. yüzyıla ait Çekirge Hamamı ve Sultan II. Murat dönemine ait Çakırağa Hamamı’nda günlük yoğun tempo içerisinde yorulan vücudunuzu dinlendirebilirsiniz. Şifalı suların bulunduğu kaplıcalarda ise yıpranan ruh ve beden sağlığınızı tazeleyip yenileyebilirsiniz.


Asırlardır imparatorları, kraliçeleri, sultanları iyileştiren, hastalara derman olan Bursa kaplıcalarının suları; yüksek enerjisiyle iyileştirici etkisi olduğuna inanılan kehribara benzetilir. 


 Bursa Kara Yolu İle Ulaşımı 
Bursa, karayolu ulaşım ağını bölge ve ülke ölçeğinde taşımaktadır. İlin karayolu ağı toplam 5.055 km.dir. İçBatı Anadolu“nunİstanbul“a veAvrupa“ya açılımında, aynı şekilde dış ülkelerden ve İstanbul”dan İç Batı Anadolu ve Ege”ye olan ulaşımın bağlantı noktasıdır. Aynı zamanda Trakya ve İç Batı Anadolu gibi en kalabalık bölgeleri birbirine bağlamaktadır. Bursa,kısmen bölgeler arası bütünleşmeyi sağlayan bir şehir niteliğine sahiptir. Şehir içinde Belediye Otobüslerini kullanabileceğiniz gibi, taksi-dolmuşlarla hemen hemen her noktaya ulaşabilirsiniz. Ayrıca Metro hattını da kullanabilirsiniz. Kamuya ait metro, otobüs gibi toplu ulaşım araçlarından sorunsuz faydalanmanız için daha önceden büfelerde satılan günlük biletlerden almanızı tavsiye ediyoruz.

 Bursa Deniz Yolu İle Ulaşım 
Büyükşehir Belediyesi’nin tamamladığı Güzelyalı Hızlı Feribot İskelesi sayesinde, İstanbul-Bursa arasında hızlı arabalı feribot ulaşımı ile günlük 1500 aracın dışında binlerce insan Osmangazi ve Orhangazi adları verilen hızlı feribotlarla Bursa’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Anadolu’ya 75 dakikada taşınmaya başladı. Bursa kent 
merkezine 15 dakika mesafedeki Güzelyalı İskelesi bünyesinde 370 metrelikrıhtım, 10 metre genişliğinde ve 90 metre uzunluğunda iskele, 1380 metrekarelik terminal binası, 150 metre dalgakıran, 560 metrekare ikmal binası ve 200 araçlık otoparkbulunmaktadır. 400 yolcu kapasiteli terminal binasının içerisinde bekleme salonu, kafeterya, satış üniteleri, bilet gişeleri, güvenlik odası, ofisler ve VİP salonu yer almaktadır. Yenikapı - Güzelyalıarasında hizmete giren hızlı feribot ile istanbul’dan Bursa’ya 75dakikadaulaşabilirsiniz. İstanbul’dan Bursa’ya, Bursa’dan İstanbul’a her gün 17.30 - 10.30 ve 21.00 saatlerinde hızlı feribot ile gidebilirsiniz. Ayrıca cuma günleri sabah 11.30’da karşılıklı ek seferler düzenlenmektedir. Seferler ve diğer deniz ulaşımı hakkında www.ido.com.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz. 


İDO Deniz Otobüsü http://www.ido.com.tr/ 
Mudanya: (224) 544 30 60 
Yalova: (226) 812 04 99 
Yenikapı: (212) 458 26 45 
Yenikapı İDO: (212) 516 12 12 
İDO Danışma: (212) 444 4 436 
Arabalı Vapur Topçular Mevki: (226) 363 43 19 
Eskihisar Mevki: (262) 655 60 31 


 Bu gezi rehberindeki,koordinatların çıkartılması,eklemeler ve derlemeler bana aittir.
Bu çalışmayı hazırlarken yararlandığım kaynaklar ise : Bursa Turistik Kent Rehberi - Nezaket ÖZDEMİR Bursa Gezi Rehberi – Zafer İHTİYAR Bursa Kent Rehberi – Bursa Büyük Şehir Belediyesi.
devamı »